Pek çok defa, onun istekli ellerinin dokununca dile geldiğini duydum, ki tam olarak bilmez o eller bu dili konuşmayı.
Bir de bu konuşan kolların kekelediğini hatırlıyorum, tam da, takılıp kalmasa, boynumu bir gençlik çelengi gibi saracağı zamanlar,
Durgun saatlerin perdesi ardında o kolların küçük jestlerinin anısı duyulur, ve bu duyuşlar oyunbaz bir afacanlık kıpırtısıyla, o kadının benden gizlediklerini sonradan sonraya elverir.