Allah'ın insanı yaratırken icine koyduğu en özel yönelimlerden biri "anlamlandırma"dır. Bu yönelimlerle insan hem eşyaya hem de hayata anlam katar. Günümüz insanlarının en çok kaybettiği fıtratı da bu anlamlandırmayı yanlış yapmasıdır. Her kavram kendi asıl anlamından soyutlanarak ici boşaltılmıştır günümüzde. Seyyid Kutub da en çok fıtrattan, özden, insanın yönelimlerinden bahsetmiş. Özümüzde biz nasıl bir fıtrata sahibiz? En ozde en içte bulunan fıtratımızın asil ozelligi, asil gorevi nedir? Bu gibi ve daha fazlasi sorulara cevap veren kitap fıtrat hakkında insanı daha da çok soru sormaya yönlendiriyor. En önemlisi de bu yaşadığımız din ile Allah'ın Kuranda bahsettiği dinin farklı olması... Bizim yaşadığımız din yaşadığımıza inandığımız gibi bir din, kitaba uydugumuz degil kitabina uydurdugumuz bir din. Ama asıl hakimiyetin özellikle kendi hayatımızdan devlet işleyişine, medyadan modaya, insanlar arası ilişkilerden devletlerarası ilişkilere kadar Allah'ta olması gerekir. Bunları düşünmek kadar hayata da geçirebilmek için İslam'ı gercek manada öğrenmeye, anlamaya ve yasamaya ihtiyacımız var. Islam'ın asıl emrettiği gibi etkinlik ve aktiflige...Çağın dayattığı gibi pasiflik ve edilgenliğe degil...