“Bugünün insanı” dedi Füreya. “Bir boşluğa doğru gidiyorlar, baksana. Kişiliklerini yitirmişler. Ruhları ölü. Beklentileri yok. Yaşamıyorlar. Belki çok şeyleri var ama hiçbir şeyleri yok gibi.”
Ayşe Kulin'in kaleminden muhteşem bir kitap daha. Türkiye'nin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya.
Kitabı bitirdikten sonra hemen Füreya Belgeseli ni de izledim.
Hayatı biraz veremle, biraz doğuramadığı çocuklarının acısıyla geçmiş bir kadın. Hayata seramikle tutunmuş ve bunu yeni nesile öğretmek için elinden geleni yapmış. Evini seramik atölyesine çevirmiş ve insanlara ücretsiz eğitimler vermiş harika bir kadın.
Daha güzel günlere erişmek için, fedakarlık lazımdır. Daha güzel günler çağdaş yaşamla, güzel sanatlarla ve daha da ötesi, sanatın güzel yorumuyla yakalanabilir.
Güle güle evladım, kuzum kendine iyi bak. Seni ve çocuklarını, önce Allah'a sonra da Emre'ye emanet ediyorum. Elveda benim kara gözlü kızım.
Sara çıkınca kararacağını sandığım oda, ışık içinde kaldı birden. Karda ay ışığı yansımalarını andıran, beyaz, temiz, sakin bir ışık... Pencerenin orada neler oluyor?
Kuş! Kanatlarında gümüş parıltılarıyla o beyaz kuş. Ama tünemiyor pencerenin pervazına bu kez. İki yana sereserpe açıyor kanatlarını, tüm pencereyi kaplıyor. Göz göze geliyoruz. Kanatları küçük çırpınışlarla sarsılarak, bekliyor beni. Artık hazırım.
Merhaba Ölüm. Hoş geldin!