Fususu'l Hikem

Muhyiddin İbn Arabi

Fususu'l Hikem Sözleri ve Alıntıları

Fususu'l Hikem sözleri ve alıntılarını, Fususu'l Hikem kitap alıntılarını, Fususu'l Hikem en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Denizi mi görmek istiyorsunuz? Kendinize bakın yeter. Çünkü siz zaten denizsiniz."
Doğa alemi tek bir aynadaki suretlerdir. Hayır ! Doğa alemi farklı aynalardaki tek bir surettir .
Reklam
Ey İnsan !!!
Belirli bir inançla sınırlı kalıp diğerlerini inkar etmekten sakın ! Böyle birşey yaparsan, pek çok iyiliği yitirirsin.. Bütün inanç biçimlerinin bir heyulası haline gel; çünkü Allah , belirli bir inancın sınırlayamayacağı kadar büyük ve yücedir...
İnsanın amelinden ortaya çıkan şeyler de insanın kendisine döner. Öyleyse insan, ancak kendisini över; çünkü sanatı öven kimse, hiç kuşkusuz, sanatkârı övmüş demektir; çünkü sanatın güzel olup olma- yışı, yapanla ilgili bir durumdur. İnançtaki ilah da onun hakkında düşünen insanın ürettiği bir şeydir. Başka bir anlatımla inançtaki ilah, insanın bir ürünüdür. Bu nedenle insanın inandığı şey hakkındaki övgüsü, kendisine dair bir övgüdür. Bu nedenle başkasının inancındaki ilah kötülenir. İnsan, insaf gösterseydi, böyle yapmazdı. Ne var ki, inançtaki bu özel ilahın sahibi, başkasının Allah hakkındaki inancına karşı çıkarken bu gerçeğin farkında değildir; çünkü o, Cüneyd'in "Suyun rengi kabın rengidir” sözünü anlasaydı, hiç kuşkusuz, her inanç sahibine inandığı şeyi teslim eder, her surette ve inanılan her şeyde Allah'ı bilirdi. Öyleyse (başkasının inancına] itiraz eden kişi, bilgili değil, yalnızca bir zan sahibidir. Bu nedenle Allah, "Ben kulumun bana Olan zannındayım” buyurdu. Başka bir ifadeyle, ben kulumun inancındaki surete göre zuhur ederim. Dilerse [inancında] mutlak davranır, dilerse sınırlar. O halde inançların ilahı tanımlara girer. O, kulun kalbinin kendisini sığdırdığı ilahtır; çünkü Mutlak İlah'ı hiçbir şey sığdıramaz; çünkü Mutlak İlah, şeylerin kendisi ve kendisinin aynıdır..
Kadın..
Hz. Peygamber (a.s.), bu hadiste dişiliği erkekliğe galip kıldı; çünkü o, kadına önem vermek istedi ve bu nedenle selas [dişi için üç] deyip erkek sayılana özgü selâsetun demedi. Hadiste [kelime olarak erkek sayılan] güzel koku da zikredildi. Halbuki bu kelime, erkektir. Araplann âdeti, [aynı cümlede erkek ve dişi geçtiğinde] erkekliği
Hz. Peygamber (a.s.), bu hadiste dişiliği erkekliğe galip kıldı; çünkü o, kadına önem vermek istedi ve bu nedenle selas [dişi için üç] deyip erkek sayılana özgü selâsetun demedi. Hadiste [kelime olarak erkek sayılan] güzel koku da zikredildi. Halbuki bu kelime, erkektir. Araplann âdeti, [aynı cümlede erkek ve dişi geçtiğinde] erkekliği
Reklam
Hayret Sahibi..
Hayret sahibi dairesel bir yolda yürür. Dairesel yolda yürüyüş, bir merkezin çevresindedir ve ondan ayrılmaz.Doğrusal yolda giden ise sapar, yöneldiği şeyin dışına çıkar; tahayyül ettiği şeyi arar, gayesi hayaline ulaşmaktır. Dolayısıyla "-den" ile "-e" [bir gayeden başlamak ve bir gayeye varrnak ve yönelmek] ve bu ikisinin arasında bulunan şeyler, bu yol sahibine ait durumlardır. Dairesel yolda yürüyenin ise ne bir başlangıcı vardır ne varacağı bir son. Dolayısıyla "-den” onu bağlamaz ve "-e” de onu etkisi altına alamaz. En tam varlık onundur, hikmet ve hakikatleri topla- ma özelliği ona verilmiştir.
Tenzih..Teşbih..
Olursun sınırlayan benimsersen tenzihi Sınırlarsın yine benimsersen teşbihi Kabul edersen ikisini birden, doğru yoldasın Olursun bilgide hem önder hem efendi Eş koşandır ikici Birleyense Tekçi İkiciysen sakın teşbihten Tekçiysen sakın tenzihten Sen O değilsin, O'sun belki de Mutlak ve sınırlanmış görürsün O'nu işlerde
Allah eserleri nedeniyle "ilah” diye isim- lendirildi, sen de eserlerin nedeniyle "mutlu” diye isimlendirildin. Din insanın fiili olduğuna göre, insanın mutlu ya da mutsuz olması bizzat insanın kendi fiilinin bir sonucudur.
İmkan ve yetenek (herkesin hakikatine göre hikmet)
Tanrı’nın hikmet sahibi olması , Tanrı’ nın eylemlerinin anlamsızlıktan münezzeh ve bir hikmete göre gerçekleşmesini kabul etmek demektir. Bu hikmet nedir? İbnü'l-Arabî'ye göre bunun anlamı, yaratma eyleminin bir şeyin hakikatinin talep ettiği ve gerektirdiği şeyi ortaya çıkartmaktan ibaret olmasıdır. Bu durumda şeyler ezelî yetenekleriyle Tanrı’dan dışta var olmayı ister. Tanrı da onlan ezelî yeteneklerinin gerektirdiği duruma göre dışta var eder. Bu fasta bütün ikramlar ele alındığına göre, bütün ikram türlerinin yeteneğe uygun olması ilahi hikmetin gereğidir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.