Min go kî dîdî,can û dil bi gul,
Go;ev bazar e,dil bi kul didî.
Dil bi kul didî.
(Canını ve kalbini kim güle değişir dedim.
Bu pazarlıktır, dedi ama senin kalbin de Yaralı...
Yaralı Bir kalp seninki.)
Sersem tavuk gibiyim,veya kafasına sopa yemiş koyun gibiyim..Sersem bir haldeyim ama düşmüyorum,hala ayaktayım. Bazen kendi kendime düşünüp yine kendi kendime soruyorum acaba 28 yıl boyunca sürgünde kalan ben miydim?
"Hani rahatlığım hangisi?Sürgündeki yalnızlığım mı,yoksa dostlarımın arasındaki hayatım mı rahatlığım? Gözyaşlarıyla dolu olan mı yoksa toprağımdaki mi? Ülkene dönüş hasreti değil mi seni de yaşatan?
Durmadan okuyordum felsefe,tarih ve ülkemin tarihini anlatan kitaplar okuyordum. Okuyordum,amacım kendimi tanımaktı.. kendimi tanıdıkça içinde bulunduğum durumdan şikayet ediyor vaziyeti sorguluyordum. Var olan durumu değiştirmek istiyordum.