“kanon herkesin ulaşabileceği, belli milli ve toplumsal çıkarlan temsil eden yazılar bütünüdür. antolojiler, derleyicilerinin belli dönemlerde nelerin derlenmeye layık olduğunu düşündüklerini gösterdiklerinden, kanon hakkında yapılacak araştırmalar için önemli birer kaynaktırlar. bir antoloji, belli bir dönemin, çeşitli nedenlerle antolojiyi hazırlayan kişinin dikkatini çeken, kanona dahil olan metinlerini yansıtır. antolojileri hazırlayanlar çoğunlukla yaptıkları seçmenin gerekçesini, hem kendi varsayımlarını hem de okurlarının beğenilerini ortaya koyan savlar içeren bir önsözle açıklarlar. neyin merkezde neyin çevrede olduğunu, neyin yeniden basılıp neyin yeniden basılmayacağını onların -ve tabii yazarların, öğretmenlerin, kütüphanecilerin, kitap tanıtım yazısı yazanların- kararları belirler. bir metnin bir antolojiye dahil edilmesi tabii ki o metnin kanonlaşacağının garantisi değildir. bu yüzden antolojiler başlangıç aşamasında, tanınmış metinleri bünyelerine dahil ederek kanonu yansıtırlar. basıldıkları zamansa edebiyat söylemine girerek kanonun (yeniden) oluşumunda rol alan önemli failierden biri haline gelirler.”
“bütün sanatlar arasında millet oluşumuna en güçlü bir biçimde edebiyat iştirak eder. örneğin; roman, gazeteyle birlikte milli basılı medyanın dilin standartlaştırılmasına yardım eden ve okuryazarlığı teşvik eden en önemli araçlarındandır. edebiyat kolektif kimliğin aynası olarak hizmet verir ve aynı zamanda onun hikayesini anlatır.”