Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yetişkinlik - Yaşlılık - Ölüm

Gelişim Psikolojisi

Bekir Onur

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bireysel yaşam döngüsü ile tarihsel zaman çizgisi etkileşiminin ilginç bir örneği de "kuşaklar arası çatışma" olgusudur. Bu çatışmanın gençler ile anababalarının kuşağı arasındaki değer, tutum ve yaşam biçimi farklılığından oluştuğu kabul edilirse, iki farklı yorum getirilebilir: Gelişimsel ve tarihsel. Gelişimsel olarak kuşaklar arasındaki bu farklılık gençlerin ve anababalarının yaşam döngüsündeki farklı evrelerden kaynaklanmaktadır. Erikson'a göre genç insan "Ben kimim? Toplumla nasıl bir ilişki kurabilirim?" gibi kimlik sorunlarıyla uğraşırken, kendi değer ve tutumlarını oluşturabilmek için toplumun değerlerini irdelediği ve anababa değerlerini kısmen reddettiği bir evreden geçer. Anababalar ise, dünyada sürekliliklerini sağlayan işaretler bırakabilme isteğiyle, ekonomik ve duygusal bir kararlılık sağlayarak, toplumun değerlerini aktarmaya çabaladıkları bir gelişim evresindedirler. İki ayrı evrendeki insanların çatışması bir tür insanlık durumudur ve bu nedenle insanlık tarihi kadar eskidir.
Sayfa 26
Diyalektik bakış açısından psikolojinin görevi, değişen dünyada değişen bireyi anlamaya çalışmaktır. İnsan yaşamı karşıtlıklar ve çatışmalarla belirlenir. Her değişim karşıtlar arasındaki sürekli bir çatışmanın ürünüdür. Gelişim, var olan karşıtlıkların çözümü ve sonunda yeni karşıtlıkların ortaya çıkışı ile ilerler.
Sayfa 18
Reklam
Bir bireyin pek çok değişik "başkası" ile anlamlı ilişkileri olabilir. Anlamlı bir başkası bireyin gündelik yaşamındaki güncel bir kişi olabilir. Dostlar, sevgililer, eşler arasındaki, ana baba ve onların değişik yaşlardaki çocukları arasındaki, amirler ve astlar, öğretmenler ve öğrenciler arasındaki kişilerarası ilişkileri incelememiz gerekmektedir. Anlamlı başkası geçmişten biri ya da dinden, mitostan, düş ürünlerinden ya da özel düşlemden alınmış simgesel ya da imgesel bir kişi olabilir. Bir grup, kurum ya da toplumsal hareket gibi bir kollektif varlık da başkası olabilir: Bir bütün olarak doğa ya da okyanus, dağlar, yabanıl yaşam, genel olarak vadiler ya da özel olarak Moby Dick (ünlü balina) gibi bir doğa parçası; bir çiftlik, bir kent, bir ülke, "kişinin kendi odası" ya da bir kitap ya da tablo gibi bir nesne ya da yer.
Cinsel yakınlık kapasitesi ergenlikte başlıyor olsa da, birey kimlik karışıklığı sorununu yeterince çözmeden tam bir yakınlık ilişkisi kurmayı başaramaz. Dolayısıyla, bireyin bir başkasının özel (tek) oluşunu ve insanlığını değerlendirerek onunla kaynaşabilmesi için önce kendisinin tam olduğu konusunda belirli bir görüş sahibi olması gereklidir. Daha önceki romantik yakınlıklar genellikle bireyin kendini romantik ilişki arayıcılığıyla tanıma çabalarından başka bir şey değildir.
Sayfa 68 - erikson:insanın sekiz çağı
Yabancılaşma: Genç yetişkin kendi kimliği ile toplumsal rolleri arasındaki bir uzlaşma sağlamadığı zaman yabancılaşma duyacaktır. Kim olduğuna ilişkin duyguları ile toplumun beklenti ve istekleri arasında, toplumdaki meslek, evlilik, anababalık rolleri arasında bireysel bir uygunluk kurulamadığında yabancılaşma tehlikesi ortaya çıkar. Bireysellik duygusunun oluşumunda kişi hem kendi iç dünyasına, hem de dışardaki toplumsal dünyaya yönelir. İçe dönmede bireyin topluma yabancılaşması, dışa dönmede de bireyin kendisine yabancılaşması söz konusu olabilir.
İnsanların neden çalıştıkları konusunda pek çok gerekçe ileri sürülebilir ve bu soruşturmanın sonu gelmez. Ancak çalışmanın insan mutluluğunun, yaşam doyumunun, ruh sağlığının temellerinden biri olduğuna da hiç kuşku yoktur. Nitekim Freud bir konuşmasında, ruh sağlığının temeli olarak "sevme ve çalışma"yı göstermiştir. Yaşamın bu iki alanı yetişkinlik yıllarının temelini oluşturur.
Sayfa 159
Reklam
Psikolojide sevgi konusunda en gerçekçi tanımlardan biri Adler'e (1984) aittir: " Sevgi, dostça bir işbirliğidir."
Sayfa 146
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.