Önce kitapla ilgili ön bilgi vermek istiyorum. Bu kitap 1774 yılında, Goethe tarafından 2 haftada yazılmıştır ve mektuplardan oluşan bir romandır. Roman yayınlanmasının ardından büyük bir üne kavuşmuş ve gençler sokaklarda Werther gibi giyinip gezmişlerdir. Aynı zamanda kitaptan sonra intihar vakaları artmıştır. Goethe bu kitabı, o dönem intihar eden arkadaşının ölümünü ve kendi yaşadığı duygusal ilişkinin sonucunu harmanlayarak yazmıştır.
Bu bilgiler ışığında gelelim kitabın konusuna. Kitapta, Werther'in katıldığı bir davette gördüğü ve ilk görüşte aşık olduğu Lotte'nin , nişanlı olması sonucu yaşadığı imkansızlığı, umutsuzluğu ve kızla geçirdiği zamanları arkadaşı Wilhelm'e mektuplarla anlatmasını okuyoruz. Werther'in yaşadığı aşk, kıskançlık, imkansızlık ve umutsuzluk bir süre sonra Werther'i dayanılmaz bir ruh haline ve kaçınılmaz olan intihara sürüklüyor.
Yazar, psikolojik analizleriyle okura Werther'in yaşadığı melankoliyi çok güzel yansıtmış. Okurken aynı duyguları Werther ile beraber hissediyorsunuz. Ancak bir aşk uğruna, hayatını tek bir kişiye odaklayıp karşılık göremeyince intihar etmek bana göre mantıklı bir hareket değil. Yine de dönemini büyük etkisi altına alan bu kitabı okuduğum için mutluyum. Okuma listemden bir kitap daha silindi. Kitabı klasik sever okurlara tavsiye ederim