Gerçeği Arayan Genç Kız
Gülay AtasoyEn Eski Gerçeği Arayan Genç Kız Sözleri ve Alıntıları
En Eski Gerçeği Arayan Genç Kız sözleri ve alıntılarını, en eski Gerçeği Arayan Genç Kız kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O, nimet olan güzelliği iffetle koruyamadığından kendisine zararlı, azaplı ve çirkin yaptı. Evlilik hayatında da mutlu olmadı. Çünkü flört eden genç kızlar, evlenince genellikle eşlerinde aradıklarını bulamıyorlar. 'Keşke başka erkek arkadaşımla evlenseydim!' diye gözleri hep önceki aşklarında olabiliyor; bu da mutluluğu gölgeliyor.
"Kız erkek arkadaşlığına neden karşı çıkıyorsun? Bunda kötü olacak bir şey yok. Seninle nasıl arkadaşlık ediyorsam bir erkekle de aynı arkadaşlığı yapabilirim."
Ona dedim ki:
"Kardeşim! Fıtrat kanunlarını değiştiremezsin. Karşı cinse, elde olmadan başka hisler duyarsın. Bu sebepledir ki, aranızda başlayan masumane arkadaşlık, zamanla faciaya dönüşebilir!"
"Öğretmenimiz bir yüzbaşıyla tanışmış, evlenmeye karar vermiş. Ama yüzbaşı, öğretmenimizin geçmişini araştırmış. Kime sorduysa öğretmenimizin çok erkek arkadaşı olduğunu söylemişler. Tabii yüzbaşı, öğretmenimizle evlenmekten vazgeçmiş!"
"Sanki yüzbaşı, zamanında hiç kız arkadaş edinmemiş mi ki hemen evlilikten vazgeçmiş?"
"Belki edinmiştir. Ama en serseri ve asri genç dahi, evleneceği hanımını namuslu ister. Kendi gibi asri, yani açık saçık olmasını istemediğinden bekâr kalır."
'Kadın da, erkek de her konuda eşit olsun' sloganıyla kadınlarımız gayrimeşru yaşayışa teşvik ediliyor. Niçin erkek 'cinsi serbesti' içinde oluyor da kadın olmuyor, aldatmacasıyla kadınlarımız bu yola itiliyor.
Zaten cinsel özgürlük sloganları, kadını mutlu etmekten ziyade daha başka gayelere matuftur. Her şeyden evvel, kadınla erkek arasındaki ilişkileri zorlamak, aileyi tahrip etmek, kadının 'özgürlük' maskesi altında rastgele bir hayat yaşamasını sağlamak... Batağa giren kadın, baktıkça batıyor, çıkmak istese de çıkamıyor. Ve çoğu kez kucağında çocuğuyla sokağa terk edilen ya da 'kötü kadın' damgasını yiyen o oluyor.
Kadının evine ve ailesine, çocuklarına bağlanmakla köle olduğunu iddia edenler, onları paranın, çalışmanın ve eğlenmenin kölesi yapmıyorlar mı?
Eşinin yerine patronunun, çocukları yerine nefsinin isteklerine bağlanmak, acı bir kölelik değil mi? 'Evlilik kölelik, annelik esaret.' diyen feministler, kadını çok daha ağır ve feci bir köleliğin kurbanı etmişlerdir.
"Kadın kürek kemiği gibidir; onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın, ondan faydalanmak istiyorsan o eğri haliyle faydalanabilirsin."
"Kadınlar zayıf yaratılmıştır. Onların ayıplarını örtün ve sükunetle karşılayın."
"Yediklerininzden yedirin, giydiklerinizden giydirin. Kusurlarını yüzlerine vurarak ayıplamayın. Onları dövmeyin. Cezalandırma düşüncesiyle evde yalnız bırakıp terk etmeyin."
+ Bu bir yerde kadın için baskı unsuru olmuyor mu? Yani kadın, tehlikeli madde gibi erkeklerden uzak kalacak anlamına gelmiyor mu?
- Öyle veya böyle... Hepimizin bildiği bir söz vardır: 'Ateşle barut yan yana durmaz.' Neden? Çünkü infilak eder.
İşte bu özgür olmak fikri, bugün kadınların ve dolayısıyla toplumun başına dertler açtı. Feminizm sınırsız hürriyet fikriyle onları sokağa saldı. Eskiden olduğu gibi, özellikle Batı'da kadınlar, yine bir eğlence metaı değiller mi? Günübirlik yaşanılan, istenildiği an terk edilen kimseler değiller mi? Batı'da aile denilen bir müessese kaldı mı? Ana baba-çocuk ilişkisi mevcut mu? Herkes kendi hayatını yaşama çabasında. Kadın devamlı hem evde, hem işyerinde çalışıyor. Ya hiç çocuğu yok ya da kreşte.
Tehlikeli bir görüş
Kadının cinsel tacize uğramasının en önemli sebebi, kadının açık saçık gezmesidir. Vücudunu serbestçe takdim ederek erkeklerin ilgisini çekmesidir... Yani kadının müstehcen kıyafeti, cinsel tacize sebep olmaktadır.
:D
Düşünebiliyor musunuz? Gecenin bir yarısında iki genç kız!.. Yanlarında sadece erkek arkadaşları var. Hem de oldukça içkililer!
Ya ana babaları, ne hayaller içindeler... Kızlarını İstanbul'a ilim tahsil etmeye göndermişler. Ya öğretmen olacaklar, ya mühendis. Memlekete yararlı hanımefendi olacaklar...