Git Kendini Çok Sevdirmeden

Tuna Kiremitçi

En Eski Git Kendini Çok Sevdirmeden Sözleri ve Alıntıları

En Eski Git Kendini Çok Sevdirmeden sözleri ve alıntılarını, en eski Git Kendini Çok Sevdirmeden kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aptal gibi hissetmek kime yakışıyorsa o öyle hissetsin. Bazısına yakışır çünkü.
Elbette bir acı yaşadım. Kanatlarım kırıldı. Elbette en kötüsünü gördüm. Şurada yaralarını usul usul, yaygara etmeden sarmaya çalışan bir kadınım.
Reklam
Bazı mektupların yazılmasını geciktiren bir kısır döngü var. Önce gücü yetmediği, ne söyleyeceğini bilemediği için yazamıyor insan. Sonra bu tereddütler yüzünden mektubun yazılması gereken zaman geçiyor. Tren kaçıyor yani. Bu sefer gecikmiş olmanın suçluluk duygusu engelliyor seni. Mektup asla yazılamıyor.
Ergenlik şeytanlarımla hep bu evde savaştım. Bizimkilerin yardımı dokunamazdı, kendi bitmeyen ergenlikleriyle meşguldü onlar.
Rüya gerçeğe ne kadar yakın olursa, uyandıktan sonra duyulan acı da o kadar büyük oluyordu.
İnsan, birinin hayatına, diline, düşüncesine bir kez girdi mi yirmi üç yıl geçse bile geri çekilemiyor. Bir parçamız kalıyor orada.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
"Insan kendi kendine söylediğinde daha da kederli olan bir türkü: Yüksek yüksek tepelere ev kurmasinlar..."
"Ömrüm, hey ömrüm Seni hatırlamak için yolumu uzattım Daha fazla zaman verdim kendime Bu gece, bu orta yaş ovasında Bu hat üzerinde Bana bir tek söz söyle. " BİRHAN KESKİN
"Gençliğin sona erdiği ve orta yaş ovasının bütün bereketiyle başladığı, belirli bir an var bence. Insan farkında olmadan bir eşiği geçiveriyor ve gençliğin titrek kuşu uçup gidiyor tenden. Farkına varmak zaman istiyor ama. Belirsizlik de işte bundan doğuyor. Uyanmak için omzumuzu dürtecek hoyrat bir muavine, artık ovada olduğumuzu gösterecek bir levhaya ihtiyaç duyuyoruz. Anlama biçimlerimiz değişik. Levhalar da değişik zaten."
O ünlü insanların sevgililerine yazdığı onca mektubu bayıla bayıla okurken bizim bu işe hiç kalkışmamış olmamız tuhaf. Mektubu hem çok romantik, hem çok soylu, hem de işte bu özellikleri nedeniyle bizim dünyamıza ait olmayan bir incelik gibi görmüş olmalıyız. Kafka ya da Nazım, Milena ya da Piraye olmalıydık. Yoksa ne anlamı var?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.