Asırlık gelinlik, ilk sahibine nasip olduktan sonra kıyıda köşede bırakılıp, kaderine terk edilmez; sırayla varlığından habersiz olan üç gelinin daha hayatına dahil olur ve onları mihraba doğru taşır.
Dördüncü gelinine dair planlar hazır olduğunda ise asırlık bir tarih gün yüzüne çıkar...
Son gelin Charlotte, aslında bir gelinlik mağazası sahibidir; fakat çok hızlı bir şekilde aşık olup, hızlıca nişanlanıp, yine aynı hızda kendi düğününü organize etmek, ona danışan diğer gelin adaylarının hayatını kolaylaştırdığı gibi kolay olmaz. Velhasıl, çok sevdiği nişanlısı Tim'den, düğünlerinden birkaç hafta önce ayrılır.
Charlotte'un hayatına bahsi geçen "Gizemli Gelinlik" ise, Charlotte'un ayrılık fikrini düşünmek için bir zamanlar annesiyle çokça gittiği Ludlow Tepesinde karşısına çıkar. O gün, büyük bir mezat pazarı kurulmuştur ve Charlotte neye uğradığını dahi şaşıramadan, gelinliğin olduğu fakat içinde ne olduğunu bilmediği eski ve koca bir sandıkla evine döner...
Olaylar, sandık açıldıktan sonra başlar...
Emily Daniel 1912
Mary Thomas 1939
Hillary Joel 1968
Charlotte Tim
Saf bir sevgiyle yazılmış bir romandı. Gerçek hayata oranla, sanırım abartı derecede "iyi niyetli" insan ruhuyla kurgulanmış, en kötü karakterinin dahi ezdiği karıncayla empati yapacak kıvamda olduğu, okuyanın içine durup durup sükunet bırakan bir hikâyeydi. Aşıkların arasına ihanet serpiştirilmiş fakat duruma kızılması gereken yerde dahi "iyimserlik" algısı oluşturulmuş bir hikâyeydi de diyebilirim ;)
Eh, bu romana Debbie Macomber'ın da fikirleri değmiş. Pamuk gibi olmak normal galiba ;)