İnsanın kendini gerçek bir dünyanın varolduğuna inandırması için hiçbir neden yoktur. Kısacası: Dünyada bazı değerler var etmek için kullandığımız “amaç”, “birlik”, “varoluş” kategorilerini—tekrar ortaya çıkartmaktayız; dolayısıyla dünya değersiz görünmektedir.
Varsayalım ki dünyayı artık bu üç kategoriye göre nasıl yorumlamayacağımızın ve dünyanın bu anlayıştan sonda bizim için daha değersiz hale gelmeye başladığının farkına vardık: Bu durumda bu üç kategoriye duyduğumuz inancın kaynaklarını aramak zorunda kalırız. Bu kategorilere duyduğumuz inançtan vazgeçebilir miyiz bir deneyelim. Bu üç kategoriyi bir kez değersiz hale getirdik mi, kâinata uygulanamayacaklarının kanıtlanması artık kâinatın değerini düşürmek için bir neden değildir.
Sonuç: Neden kategorisine duyulan inanç nihilizmin nedenidir. Dünyanın değerini tamamen imgesel bir dünyaya ait kategorilere göre ölçtük
Kesin sonuç: Dünyayı kendimiz için saygıdeğer hale getirmek üzere kullanmış olup, daha sonra uygulanamaz oldukları ortaya çıkan ve bu nedenle dünyanın değerini düşüren tüm değerler—işte tüm bu değerler psikolojik açıdan insanlar tarafindan kurulan egemenlik yapılarını muhafaza etmek ve artırmak için tasarlanmış yararlılığın değişik perspektiflerinin sonuçlandır—ve yanlışlıkla nesnelerin özüne dahil edilmişlerdir. Burada bulduklarımız hâlâ insanın hiperbolik masumiyetidir: Kendini nesnelerin değerinin anlamı ve ölçüsü olarak kabul etmesi.