Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülüşün ve Unutuşun Kitabı

Milan Kundera

En Eski Gülüşün ve Unutuşun Kitabı Gönderileri

En Eski Gülüşün ve Unutuşun Kitabı kitaplarını, en eski Gülüşün ve Unutuşun Kitabı sözleri ve alıntılarını, en eski Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yazarlarını, en eski Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın iktidara karşı savaşı, hafızanın unutmaya karşı savaşıdır.
Yaşamın büyük gizi ona yabancı değildi:Kadınlar güzel adam aramazlardı.Onlar güzel kadınları elde etmiş olan adamları ararlardı.
Reklam
Çocuklarımız bizimle ilgilenmedikleri için kitap yazıyoruz biz.Karımız,kendisiyle konuştuğumuzda kulaklarını tıkadığı içindir ki,belli kişiliği olmayan bir dünyaya sesleniyoruz.
Sayfa 122Kitabı okudu
"Gelecek kimsenin umurunda olmayan, ilgisiz bir boşluktur, geçmiş ise yaşam doludur, kızdırır, baş kaldırtır, yaralar, o kadar ki, bu yüzden onu yok etmek ya da yeniden yaratmak isteriz. geleceğe egemen olmak istenilmesinin nedeni, geçmişi değiştirecek güce sahip olmaktan başka bir şey değildir."
Günümüzde zaman büyük adımlarla ilerliyor. Tarihi olaylar bir gecede unutuluveriyor, hemen ertesi sabah, bir yenisinin çiğ damlacıkları parıldamaya başlıyor ve artık öykücünün anlattıklarına bir fon perdesi oluşturmaktan çıkıp, özel yasamın o tekdüze bayağılıklarının arka planda yer aldığı bir perdede oynanan çok şaşırtıcı bir serüvene dönüşüyor.
Onu Zdena'ya gitmeye iten, mantıklı bir neden yoktu, salt, önüne geçilmez bir istek duymuştu içinde. Elini geçmişinin derinliklerine sokup bir yumruk indirmek istemişti. Gençliğinin portresini, bir bıçakla parça parça etmek istemişti. Önüne geçemediği ateşli bir tutku halindeydi bu istek ve doyumsuz kalmaya hükümlü olduğunu da biliyordu.
Reklam
Dışarıya sığınmış olanlarla (yüz yirmi bin kadar) susturulmuş ve islerinden uzaklaştırılmış olanlar (yarım, milyon kadar) sisler içinde uzaklaşan bir tören alayı gibi gözden yitiyorlar, görünmez oluyor ve unutuluyorlar. Ama cezaevi, dört yanı duvarlarla çevrilmiş bile olsa, tarihin en iyi aydınlatılmış bir sahnesidir.
Göz ucuyla annesine bakıyor ve onun ne kadar ufacık olduğunu yeniden fark ederek şaşırıyordu. Bütün yaşamı, sanki gitgide artan bir biçimde küçülmede olan bir süreçti. Ama, neydi gerçekte bu küçülme? İnsanın, yetişkinlik ölçülerini bir yana bırakarak, yaşlılığa ve ölüme doğru yürüdüğü upuzun yolda, gerçek bir küçülmesi miydi? Gittiği o uzak yolda, boyutsuz bir yokluktan başka ne vardı? Yoksa, bu bir görüntü, bir görüş oyunu muydu?
Ve birden, güzellik denen şeyin, uzun yıllar arasında, farklı yaşta iki kişinin karşılaşmasıyla çakan bir kıvılcımdan başka bir şey olmadığını düşünüyordu. Güzellik, zamanı silip götürüyordu ve zamana karşı bir başkaldırmaydı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.