hatırladığım zamanlar içimde her şey altüst oluyor, kendimi batmak üzere olan bir gemi gibi hissediyordum. her şey çatırdıyordu ve ben duyuyordum, biliyordum.
Aradaki günleri nasıl geçirdim? Hep seni mi düşündüm ? Hayır , bazı anlar oldu ki düşünmek şöyle dursun , gözlerimi kapadığım zaman çehreni bile göremiyordum . Fakat hatırladığım zamanlar içimde her şey alt üst oluyor, batmak üzere bir gemi gibi hissediyordum. Her şey çatırdıyordu. Ve ben bunu duyuyordum, biliyordum . Asıl garibi bütün bunlardan hiçbir surette sana bahsetmeyeceğimdir. Bu komediyi sonuna kadar oynayacağız. Sen tali ‘ ne gideceksin ben tali’ ne … Tek iyiliği de bu . Fakat niçin olmasın? Niçin on beş, yirmi sene evvel yaptığımı bugün yapamayayım? Niçin geri kalan , senin için ve seninle geçmesin? Niçin etrafım benim üzerimde bu kadar ağır basıyor?
Yarıda bıraktım sayılır. Tanpınar, eserlerindeki sanatçılığına öyle hayran bırakan öyle muhteşem bir dille yazmış ki zamanında, günlüklerindeki sıradan cümlelerine alışamadım. Orda da bi fevkalâdelik bekledim, bilmiyorum.
Uçan beyaz kuğular'dan çok etkilendim. Bir de parasızlığından
"Sağcılar yalnız Türkiye, gözü kapalı, ezberde kalmış öğünmenin ötesine geçmeyen bir Türk tarihi, yalnız iç politika ve propaganda diyor. Sol, Türkiye yoktur ve olmasına da lüzum yoktur diyor; yahut benzerini söylüyor; her gün kıvırdığı, biraz daha kırılan, kendisini entité'ler içinde bir entité (kendilik) olarak alanların ortadan kalkacağı Türkiye istiyor, razı oluyor. Ben ise dünya içinde, ileriye açık, mazi ile hesabını gören bir Türkiye'nin peşindeyim. İşte memleket içindeki vaziyetim."