Bundan bir hayli zaman önce bir dönme bana şöyle demişti:
- Senin yayınların nereye gidiyor yani?... Özlediğin dünya görüşüne uyulursa hırsızın elini kesmek gerekeceğini unutuyor musun? Bu asırda elsiz ve kolsuzlardan mürekkep bir cemiyet nasıl hayal edilebilir?...
Dönmeye verdiğim cevap:
- Senin gibi çeyrek aydınlar ve papağanvari ezberlemeciler, hadiselerin ruhunda yatan sır ve hikmetleri nasıl görsün?... Biz elleri ve kolları kesik insanlardan mürekkep bir cemiyet inşası yolunda değiliz! Asıl cemiyetin elleri ve kolları kesilmesin diye tek tek fertleri hedef tutucu, içten yetiştirici ve dıştan engelleyici sağlam ve sıhhatli bir cemiyete talibiz. Onun içindir ki, hırsızlık yapılsın ve mukabilinde el ve kol kesilsin, fikri ile değil, hırsızlık yapılmasın ve el kesilmesin gayesiyle bu cezayı benimsiyoruz. Sizin cemiyetiniz de herkes hırsız ve kolları yerindedir, bizimkindeyse kimse hırsız değil ve kolları yine yerinde... Hangisi üstün?...
Allahım; bizi, seni "Yakın" diye anarken senden uzaklaşanlardan etme! Senden uzaklaştığı korkusuyle çırpınırken sana yaklaşanlardan eyle!.. Ey vatanında, evinde, dostları, akrabası içinde garib olanlar; gerçek yakınınız Allah!..