En Eski Hades kitaplarını, en eski Hades sözleri ve alıntılarını, en eski Hades yazarlarını, en eski Hades yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitap diğerine kıyasla daha akıcı gitti, bu oldukça iyi. Ama aklıma yatmayan, pürüz yaratan bazı detaylar var:
Öncelikle melekler cenette başka formdayken şeytanlar cehennemde neden insan? Yani cennetten kovulmuş melekler olmalarına rağmen yine de ruhani sayabileceğimiz ya da başka bir formda olmalılardı. Bir "özellikleri" olmalıydı.
Ve, Jake Beth'e aptal diyip durduğu halde neden onun şeytan gibi davranmasını beklemek gibi bir "zekilik" yaptı? Yani özellikle kitabın ilk yarısından sonra Jake'in aptal aşık hallerine bürünmesi çok bozdu.
Onun dışında kitap konu olarak daha oturaklı olmuştu. Ama sonunu sevmedim. Bethany'nin melek olduğu halde bir melek gibi davranmaması çok, çok fazla göze batıyor.
"L'amour est comme un sablier, avec le coeur remplir le vide du cerveau."
Bu sözü Fransız yazar Jules Renard'dan hatırlıyordum. Tercümesi "Aşk bir kum saatidir, kalp dolarken beyin boşalır," şeklindeydi.
Buhar kadar maddesel varlıktan uzak hayalet halim onunla birlikte yas tutuyordu. Üzgün ve hüzünlü bir çift olmuştuk. İnsan çocuk ve göremediği ama onu dünyadaki her şeyden daha çok seven hayalet.
"Bir insanın sahip olabileceği her türlü muhteşem özelliğe sahipmiş: güzellik, güç ve cesaret. Ölümden korkmuyormuş ve meleklerle işbirliği yapmış. Ayrıca, Jake'in her şeyden çok istediği tek şeye sahipmiş."
"Neymiş o?"
"Kalbimizin anahtarı. Bu onu ciddi bir tehdit yapıyor."
Hanna mütevazı bir tavırla, "Sizin gibi umut edemediğim için beni affedin, hanımefendi," dedi. "Hayallerimi, yeniden yerin dibini boylasınlar diye tozların içinden çekip çıkarmak istemiyorum. Bunu anlayabiliyor musunuz?"