Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halkın Bilim Tarihi

Clifford D. Conner

Halkın Bilim Tarihi Gönderileri

Halkın Bilim Tarihi kitaplarını, Halkın Bilim Tarihi sözleri ve alıntılarını, Halkın Bilim Tarihi yazarlarını, Halkın Bilim Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Taş Çağından bu yana; parlak zekaya dayetenek açısından çok az geliştik veya hiç gelişmedik; kazanımlarımız, kaydedilmiş entellektüel başarı yığınlarımızdan ibaret. Herbiri­ miz bir diğerimizin omuzlarında yükseldik; daha çok şey biliyor ve daha çok anlıyor olabiliriz; ama zekalarımız asla daha gelişmiş değil... İlkel hayat nasıl ki artık kötü, hayva­ni ve kısır olarak nitelendirilemiyor, aptallık, cehalet ve ba­tıl inancın esiri bir hayat olarak da karakterize edilemez.
Sayfa 117Kitabı okudu
Eski gelenekleri savunan Abaküsçülerle, reform geti­ren Ondalık Sistemcilerin aralarındaki mücadele onbirin­ci yüzyıldan onbeşinci yüzyıla dek sürdü ve bu yeni sistem o tipik, yeni bilgiyi inkar eden bağnazlık gösterilerine ve müzmin muhalif tepkiler akınına uğradı. Bazı yerlerde Arap rakamları resmi dokümanlardan çıkarıldı, bazı yer­lerde ise bu yöntem tamamen yasaklandı. Her zamanki gi­bi, yasaklar bu yöntemi ortadan kaldıramadı; kaçak olarak uygulanmasına neden oldu. Bunun kanıtları onüçüncü yüz­ yıldan kalma İtalyan arşivlerinde görülebilir; görünen o ki İtalyan tüccarlar Arap rakamlarını gizli bir kod gibi kulla­maya devam etmişti.
Reklam
“Ka­nıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir."
Halkın bilim tarihini yazan marksist olursa
"İngiltere'yi yöneten elitlerin bir üyesi olarak, " Bacon'un "her şeyden önce gelen hırsı, kraliyetin devlet içerisindeki güçlerinin artmasına yönelikti ve kendisinin yeniden biçimlendirmiş olduğu doğa felsefesinin bu siyasi hedefe ulaşmak için gerekli araç olduğuna inanıyordu." Önermiş olduğu bilim reformu özünde kralın kontrolüne tabi olmayan bağımsız bilim formları yaratma çabalarına karşı" Kraliyetçi bir tepkiydi"
Sayfa 374Kitabı okudu
Tamam anladık halkın tarafındasın da sence de biraz abartmamış mısın?!
Bilimsel devrimin devrimcileri arasında- yani devrimi harekete geçirenler arasında- zanaatçılar, esnaflar ve diğer sıradan insanlar vardı. Ama bu kiminle sona erdi? Toz ortadan kalktığında, yeni bilim dünyasının efendileri ve köleleri kimler olmuştu? Kim kazanmış ve kim kaybetmişti?
Sayfa 350Kitabı okudu
Perspektifin Keşfi
"Doğanın matematikselleştirilmesinin", Alexandre Koyrè'nin inandığı gibi, "saf ve işlenmemiş düşüncenin" ürünü olmadığı açıktır. Klasik "fiziksel bilimler" ticaret hayatının ve zanaatların uygulamalı matematik bilgisine çok şey borçluydular. Geleneksel olarak Koyrè ve takipçileri tarafından ciddiye alınmayan, matematiksel olmayan "Baconcu" bilimlerde bilimsel yenilikçiliğin matematiksel değil, deneysel yönü ön plana çıkar. Rönesans sanatçılarının doğayı doğru bir şekilde resmetmeyi başarma arzusu matematik bilgisinin yanı sıra tıp ve botanik bilimlerinin gelişmesini de tetikledi. İnsan kadavralarını "öğrencilere göstermekten ziyade incelemek amacıyla" keserek anatomi bilimini geliştirenler " doktorlar değil, pollaiuolo'dan itibaren ressamlardı. " Michealangelo "mükemmelliyeti yakalamak için sonu gelmez anatomik çalışmalar yaptığında, bedenin çalışma ilkelerini, kemiklerin, kasların, sinirlerin ve damarların nasıl birbirine bağlandığını ve insan bedeninin tüm farklı hareket ve duruşlarını keşfetmek için cesetleri kestiğinde ", aslında önceki nesil sanatçıların geleneğini takip ediyordu.
Sayfa 282Kitabı okudu
Reklam
Efla­tun kadar demokrasiye nefretle bakmış çok az insan vardır.
Sayıları kullanan aritme­tik, eşyayı eşit olarak dağıtır; geometri ise oranlamayı kullanır ve eşyayı meziyete göre dağıtır.
" Sokrates'in fikirlerinin en başta gelen yorumcusu olan Eflatun, "Avrupa'nın düşünme şekli üzerinde yüzyıllarca baskın olacak" ve insanlığın büyük bedeller ödeme­sine neden olacak" şekilde "matematiğin idolleştirilmesinin" te­mel sorumlusudur.
Taş Çağından bu yana; parlak zeka ya da yetenek açısından çok az geliştik veya hiç gelişmedik; kazanımlarımız, kayde­dilmiş entellektüel başarı yığınlarımızdan ibaret. Herbiri­miz bir diğerimizin omuzlarında yükseldik; daha çok şey biliyor ve daha çok anlıyor olabiliriz; ama zekalarımız asla daha gelişmiş değil... İlkel hayat nasıl ki artık kötü, hayva­ni ve kısır olarak nitelendirilemiyor, aptallık, cehalet ve ba­tıl inancın esiri bir hayat olarak da karakterize edilemez.
Reklam
Açık denizde yön bulmak
Birkaç kaynaktan duyduğuma göre en hassas denge algıla­yıcısı bir erkeğin testisleriydi ve gece olduğunda ya da ufuk belirsizleştiğinde veya teknenin içerisindeyken, bu yöntem bir adanın açıklarındaki okyanus kabarmasının odağının bulunması için kullanılıyordu
Hipotezler üzerine tekrarlanan denemeler, onları yeni ve­rilerle test etmek, daha önceden bilinen gerçeklerle enteg­re etmek ve desteklenmeyen hipotezleri reddetmek sade­ce batılı bilim adamları ve dedektiflere özgü düşünsel alış­kanlıklar olsa, bu gerçekten şaşırtıcı olurdu. Tam tersine, Kung davranışı, insan beyninin, insan yaşamının gerektir­diği şartlara göre geliştiğini göstermektedir . .. İnsan, basit bir koku alma duyusuna sahip olmasına karşın, zihinsel bir gelişim ve öğrenme sürecinden geçerek avlanmada başarılı olabilen tek memelidir
İnsanın evrimi beyinden kaynaklandıysa, bu süreçteki ön önemli rolü, doğal üstünlükleri kendilerine ve genlerine varolma mücadelesinde öncelikli bir avantaj sunmuş olan, entelektüel eli­ tin ilk versiyonu sayılabilecek ortalamanın üzerinde zeka seviye­ sine sahip -bireyler üstlenmişti. Ama fosil kanıtlar bunun tam tersini işaret etmektedir. Dil kabiliyeti, modern bilim öncesi bil­ gi ve en nihayetinde bilimle birlikte insanın zekası, tüm insanım­ sı nüfusun -"çalışan insanların"-araç yapma ve araç kullanma faaliyetlerinden doğmuştu.
84 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.