"Hanedan", "Teskilat" ve "Muhafiz" eserlerinin temposundan ziyade bir hukumranligin kimsenin ruhu bile duymadan olusturdugu kadrolari yine sessiz sedasiz uykuya geciris surecinin etkilerini fazlasiyla hissettigim bir yapit oldu.
Siz de Nedim ve Orhan'in bir araya geldikten sonraki surecte gelisen Orhan'in sir perdesinin pesine dusmesi ve Rikkap Efendi ile Husrev'in hikayesinin anlatildigi kisimda yazarin;
"Ben Hattat Husrev gibi vecd hãline kapildigim geceler boyunca bu kitabin ne zaman ve nasil bitmesi gerektigini dusundum. Dusunmek, dus'mekten gelir, bilirsin. Insan bazen dustugu yerden kolay kolay cikamaz da...
Iste bu kitapta, yasadigim baskaca buhranlardan siyrilip kendi icime dusebildigim en derine kadar biraktim kendimi ve sonra cok zor toparladim."
Ifadelerindeki buhranini karmasayi icinden cikilmazlik halini ruhunuzun derinlerinde hissedeceksiniz.
Ayrica kitapta yazarin tasavvufi boyutta deruni manalari dahi kalemiyle ayrintili olarak resmetme kabiliyeti cok detayci bir arastirmaci oldugunu ya da o tasavvufu sirlara bizatihi haiz oldugunu gosteriyor.
Serinin sonunu boyle hayal etmemistim diyebileceginiz ancak okumus olmaktan keyif alacaginiz bir yapit.