Hapishane Defterleri

Antonio Gramsci

Öne Çıkan Hapishane Defterleri Gönderileri

Öne Çıkan Hapishane Defterleri kitaplarını, öne çıkan Hapishane Defterleri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hapishane Defterleri yazarlarını, öne çıkan Hapishane Defterleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil, aynı zamanda kültür ve felsefe (hatta kamusal düşünüş düzeyinde bile)anlamına da gelmektedir; bundan ötürü de "dil" olgusu, gerçekte az çok organik olan, bütünleşmiş ve birbirine bağlı birçok olguların tümüdür: Giderek, denebilir ki, her konuşan varlığın, kendisine özgü bir dili, yani kendisine özgü bir düşünce biçimi ve duyusu vardır.
“İnsan nedir?”
Bu, felsefenin ilk ve başlıca sorunudur. Nasıl cevap vermeli buna? Bunun tanımını insanın kendisinde, yani her bireyde bulabiliriz. Ama doğru mudur bu? Her “birey”de her “birey”in ne olduğu bulunur. Fakat bizi ilgilendiren her insanın ne olduğu değil, her insanın, her an ne olmakta olduğudur...
Reklam
İlerlemenin demokratik bir ideoloji olduğu su götürmez; çağdaş anayasal devletler buna dayanarak kuruldu.
Gerçekten iradenin güçlü bir eyleminin “olayların gücüne” doğrudan doğruya etki yaptığı görülür.
Birey, dünya görüşüyle daima belirli bir toplumsal kümeye, özellikle aynı düşünce ve eylem biçimini paylaşan kişilerden oluşan kümeye bağlıdır. İnsan, her zaman herkesin gittiği yolda düşünür ve gider, daima yığın adamı ya da toplum adamıdır.
Reklam
İnsan bir süreçtir ve kesin olarak kendi davranışlarının sürecidir. Üzerinde düşünürsek görürüz ki: İnsan nedir? sorusu, "soyut" ve "nesnel" bir soru değildir. Bu soru, kendi üstümüzde ve başkaları üstünde düşünmemizden, düşüncemizle bilmek istediğimizden, gördüğümüzden, ne olduğumuzu, ne olabileceğimizi düşünmemizden, gerçekten bazı sınırlar içinde "kendi kendimizin", yaşamımızın, kaderimizin yapıcısı olup olmadığımızı araştırmamızdan doğmuştur.
İnsanın kendi dünya görüşünü eleştirmesi; bunu yamalı bohçalıktan çıkararak bütünleştirmesi, dünyadaki en ileri düşünüşün varmış olduğu doruğa yükseltmesi demektir.
Eğer, her felsefenin, bir toplumun ifadesi olduğu doğru ise, toplumun üzerine tepki yapmalı, olumlu ya da olumsuz bazı sonuçlar meydana getirmelidir.
"Felsefe" açısından Katolikliğin doyurucu olmayan yanı, her şeye rağmen, kötülüğün nedenini, insana, birey olarak insana yerleştirmiş olmasıdır; yani Katoliklik, insanı iyi belirlenmiş ve sınırları kesin olarak çizilmiş bir birey olarak düşünür. Bu zamana kadar gelmiş geçmiş filozofların hepsi, denebilir ki, Katolikliğin bu tutumunu benimsemiş olarak görünmektedirler. Yani insanı, bireyin bireyselliği ile sınırlı olarak, zihni de bireysellik olarak düşünmüşlerdir, işte, insan kavramını bu noktada değiştirmek gerekir. İnsan, etkin bir ilişkiler dizisi olarak düşünülmelidir. Bu süreçte bireysellik en önemli yeri tutmakla birlikte, üzerinde durulması gereken tek unsur değildir.
260 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.