Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkistan ve Diğer Müslüman Doğu Türklerinin Milli Varlık ve Kültür Mücadeleleri

Hatıralar

Zeki Velidi Togan

Hatıralar Gönderileri

Hatıralar kitaplarını, Hatıralar sözleri ve alıntılarını, Hatıralar yazarlarını, Hatıralar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Özetle:
Hulása: Bizim ecdat dininden ayrı bir akide arıyan konuşmalarımız Mayıs ve Haziran aylarında ancak iki ay devam etti. Aranmalarımız neticesinde biz yine İslâmiyete sadık kaldık. Fakat biz ona kendi anlayışımıza görе bağlı kalacağız. Bu hususta, Osman da benimle beraberdi. Arasıra oynadığımız iskambili artık hiç oynamıyacağız. Müskiratı da ancak ölçü ile kullanacağız, namazı ancak gönlümüz istediği zaman kılacağız. Ben bu kararlarımdan bundan sonra da ayrılmadım
Sayfa 72
İnsanların fikrî esaretten ve taklitten kurtuluş yolu, ancak ilim yolu olduğuna kani idik.
Sayfa 71
Reklam
Togan'ın din düşünce ve anlayışı
1910 Mayıs I'de böyle düşünüyordum. Ve o gün beni ziyaret eden talebem Osman ile şimdi ismini unuttuğum diğer talebem bunu bilmeyi çok istediklerini söylediler. Verdiğim cevap şu idi: İnsan, kâinatın hâlikına karşı hayranlığını şu veya bu dinin merasimine uygun bir surette ifa eder, müşkül saatlarda ona sığınır, bunu baba ve annenin öğrettiği merasimle yapmak, dinî mevzular hakkında hür düşünüşe mâni olmamalı. İnsan; dinin, hayatı tanzimde fazla ileri gitmesine, iradesine fazla karışmasına yol vermemeli, kendisini onun pençesine kaptırmamalı; İslâmiyeti de bir maneviyat dini olarak almalı, Kur'an'ın "Eğer dünyadaki denizler yazı mürekkebi olsa, Allah ile bağlı kâinatın esrarını yazmak icap ederse bu denizler tükenir, am- ma kâinatın esrarı tükenmez" dediği haktır. Benim dinle alâkam, deist olan Dr. Draper'inki kadar: Müslümanlığım Kur'an'ın "mahlûk" olduğunu bilen Abbasî halifesi Me'mun'unki ve liberal Mutezilelerinki kadardır. Din ve İslâmiyet hakkında bu şekilde düşündüğüm hâlde ben kendimi onun geniş müdahalelerinden katî olarak korumayı düşünüyordum. Namaz ve muharremat benim için ağır yük olmuştu. Ben bu sene Mayıs 10'da Kazan'ın "Taş Ayak Yerminkesi" denilen panayırını ziyaret ederken bu yükü üzerimden atıp ondan nihaî şekilde kurtulmayı kararlaştırdım.
Sayfa 70
Ateizm ve din-siyaset hakkında
Ben felsefe muallimim Davydov'un getirdiği Sosyal Demokrat Partisi neşriyatı meyanında, Allahı ve dini tamamiyle inkâr eden eden müteaddit eserler okudum. Fakat kâinatın muhtelif şekiller alarak şuurlu ve müdebbir bir varlık tarafından vaz edilen tabii kanunlarla idare edilmekte olduğu- nu inkâr edenlerin yazıları hiçbir vakit beni tatmin etmedi. Allah ve din, beşeriyet üzerinde hakim bir gerçektir. Bunu inkâr eden kimse, milletinden tecerrüt ederek kendi başına yaşamak mecburiyetindedir. Hele muasır İslâm memleketlerinde milletine içtimaî ve siyasî sahalarda faydalı olmak isteyen devlet adamları, dine şeklen olsa dahi hürmet etmek, ölünce dinî merasimi ile defnedileceğine milletini kandırmak mecburiyetindedirler. Bu hâlde dinsizliği teşhir ederek amme hizmetinden çekilmek ile, halkın içinde bulunarak ona faydalı olmanın, hangisini tercih etmek lâzım geldiği düşünülmesi icap eden konudur. Ben bir devlet adamı değil, sadece bir öğretmenim, ben kendimi niye sıkarım? O hâlde samimi konuşursam benim dinim nedir?
Sayfa 69
üç göksel din hakkında
1908'den beri Tevrat ve İncil'i okurdum. Fakat mütecavize karşı pasif bulunmayı öğrettiği hâlde müntesiplerine, bilhassa benim iyi bildiğim Ruslara bir türlü benimsetemiyen, aleyhtarlarını cezalandırmaktan aciz kalan bu din, beni hiç tatmin etmiyordu. Hele İncil'de (Yohanna VIII, 1-15) kocasına ihanet eden bir zaniyeye karşı o gün
Sayfa 69
Togan'ın dinî görüşleri - Şamanizm
Ben şuurlu insanların başbaşa verip müşterek bir din bulabileceklerini düşünürdüm. Türklerin ecdadının Şamanizmi bize bir millî din olabilir mi diye düşünürdüm. İhtimal onun bir tabiat dinî olması bakımından "kitap dinleri"nden daha iyi tarafları vardır, fakat Sami kavimler gibi gelişmiş edebiyata malik olmadığımızdan bu iptidai akideler bir muntazam din şeklini alamamış diyordum. Şamanizme ait Radloff, Mixailov, Verbitskiy ve başkalarının bilhassa Çokan Sultan Velihanov'un tetkikatını okurdum. Çokan Sultan'ın külliyatı elimden düşmezdi. O da Şamanizmi idealize etmişti, bil-hassa bu dindeki feragat ve tabiat sevgisi hoşuma gidiyordu. Altay Türklerinin ve Kazakların şaman dualarını arapça İslâmî dualardan daha çok biliyordum. Fakat bu iptidai akidenin Türk milleti gibi milyonları bulan geniş kitleyi ve münevverlerini çeken tarafı yoktu. Muntazam bir dinî sistem şeklini alamamıştı.
Sayfa 68 - 1999, Ankara, ss. 628.
Reklam
Ben kendi köyüm olan Küzen ile Aliekber, Algoyanbaşı, Ak-bıyık yaylaları muhitini sevdiğim halde, maddî medeniyet bakımından çok geri kalmış olduğundan küçümsüyordum, fakat Rus muharrirlerinden Tolstoy ile Aksakov'un Başkurt hayat felsefesini idealize etmekte haklı olduklarını ancak sonradan anlayabildim. Bu muhitin manevî önderi olan münevver tabaka, beni Türk, Arap ve Fars kültürleri ve birçok garplı ve şarklı mütefekkirler ile tanıştırmış, bana sonradan tadiline hiç bir suretle muhtac olmadığım bir ahlâk terbiyesi ve siyasî ideal vermişti.
Sayfa 49
627 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahmet Zeki Velidi Togan'ın Hatıratı
Türk tarihçiliğinin en önemli birkaç isminden bili olan Togan'a olan saygı, bu kitabı okurken gayri ihtiyari olarak katlanıyor. Her satırı ibretle okunacak bir hayat hikâyesinin hülasası olan bu kitap, büyük bir bilim adamının aynı zamanda nasıl büyük bir mücadele adamı da olabileceğini ibretli bir şekilde anlatıyor.
Hatıralar
HatıralarZeki Velidi Togan · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 201928 okunma
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.