Her zaman tertemiz, ama yakaları, kolağızları aşınık, bildim bileli sırtından çıkarmadığı sarkık ceketinin altında, yuvarlak kalın gözlüklerinin ötesindeki etli gözleriyle, kırışık, asık çizgili yüzüyle, kendi akşamında, kendi karanlığında sürekli düşünen, kim bilir neler düşünen, yapayalnızlığıyla sanki öğünen, durmadan sigaralar içen bir garip adamdı babam.