Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayal Meyal

Tarık Tufan

En Eski Hayal Meyal Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hayal Meyal sözleri ve alıntılarını, en eski Hayal Meyal kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayatım boyunca kendimle ilgili olarak uzun açıklamalara girmekten kaçındım. Yani duygularımı bütün açıklığıyla uzun uzun anlatmadım kimseye. Bunu yapmak doğru muydu bilemiyorum ama bu böyle sürdü. İstedim ki bana bu kadar yakın olan insanlar birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle, bir bakışla, bir nefes alışımla anlasınlar neler olup bittiğini. Çünkü ben böyle anlayabiliyorum. Eğer sahiden birinin yakınında duruyorsam, bu kadarla da olsa farkına varabiliyorum olup bitenlerin. Yakınlarında olmanın hakkını veriyorum ve bunu onlardan da bekliyorum.
Okul bittikten sonra eve dönüp, ekmek arası bir şeyler atıştırıp sonra da işe koşturan çocuklar var ya işte onlar, sevgilileri olduğunda el ele tutuşamazlar. O çocuklar sevgilileriyle yan yana fotoğraf çektiremezler. Sevgililerine doğum gününde çiçek alamazlar. O çocuklar, sevgililerinin saçlarını okşayıp, ellerini boyunlarından dolayamazlar. Onlar her fotoğrafta kırık çıkarlar. Çünkü başka yere bakarlar. Yarım çıkarlar toplu çekilen fotoğraflarda.
Reklam
Harfler amaçsızca kafamın içinde dönüyordu ve bir süre sonra anlamlı bir kelimeye, sese dönüşemeden can verip yığılıyorlardı. Cansız harflerin üst üste yığıldığı bir toplu mezar olmuştu zihnim. İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer, o zaman anladım...
Ben bulutların dilinden anlamam o yüzden sık sık yağmur yağar ben dışarı çıkınca.
Sayfa 11
Bir entrüman çalmayı sırf bunun için istedim. Biliyor musun sonbahar gelince İstanbul susuyor birden. Bu şehir sustuğunda en çok martılar hüzünlenir.
Sayfa 47
“İstanbul sonbaharda saçlarını arkadan topluyor, Nasıl da yakışıyor görmelisin.”
Sayfa 52
Reklam
Gitmeyi başaranlar inandırıcı insanlardır. Benim gözümde insan bir kez gidebilmeyi başardıysa söylediklerini de başarabilme gücüne erişmiş demektir. Gidebilmek, hayatın bütün tehditkâr ve şımarık yüzlerine kafa tutabilmektir bir bakıma. Gidebilmek, hiçbir şeyi umursamadan kendi masalına anlatılan yolları adımlayabilmektir...
Sayfa 73
Sevgili yüzündeki solgunluğu, içinden geçen bir mutsuzluk esintisini, ellerinle fazladan oynayışını, gözünü fazladan kaçırışını, saçlarınla fazladan oynayışını, gözlerini fazladan kırpıştırmalarını bile fark eder. Sevgilinin baktığı bir yüz her şeyi açığa vuran bir aynadır. Âşık olmak bir yüze aşina olmaktır. Âşık olmak, bir yüze yansıyan bir hissi en ince ayrıntısına kadar hissedebilmektir.
Sayfa 75
Bazen öyle sanıyor ki insan, eskisi gibi olabilir her şey… Olmaz hâlbuki Olmaz. Tüketip de geçtiğimiz onca şey gibi olamaz. Ben sadece denemek istedim Farkındayım olmayacağının Ben hala gözlerini bıraktığım yerde arıyorum.
Sayfa 82
Neticede insan düşüyorsa, yeryüzünün en sarsıcı düşüşünü kendisi yaşıyordur.
Reklam
Akıl hastanesinde kalan o sarışın, zayıf kız akordeonunu çalarken hep aşkını düşünüyormuş meğer. Çaldığı bütün parçaları onun hayaline adıyormuş. Gözlerinden anlamıştım zaten. Başka türlüsü mümkün değil. İnsanın ancak aşkı için şarkı söylerken gözleri bu kadar parlar. Hele bu kadar solgun bir yüzle şarkı söylerken birden değişiveriyorsa. Bir enstrüman çalmayı sırf bunun için isterdim.
İstanbul
“İstanbul sonbaharı giyince üzerine, nasıl da sana benziyor farkında mısın?”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.