Merhaba, yine bir Erendiz Atasü eseri ile geldim. Belki ilk bu kitabını okusaydım yazarın, daha çok sevebilirdim, yorumun daha farklı olabilirdi. Ama daha önce okuduğum kitaplarındaki dili kullanma ustalığı, herkesin yazabileceği konuları kimsenin yazamayacağı şekilde kaleme alması, üslubundaki o hafiflik ve derinlik, sıradan olanı insanın içine işleyerek anlatışı ve tüm bunları bu kitapta bulamayışım, şimdilik en arka sıraya yerleştirmeme neden oluyor Hayatın En Mutlu An’ı’ı.
Öykülerin konuları değildi beni hayal kırıklığına uğratan, Atasü’nün o zengin anlatım biçimini bulamamaktı.
Eser yedi öyküden oluşuyor. Tüm öykülerde en mutlu an’lar atom halinde bulunuyor. Güç ve mücadele isteyen hayatlara iliştirilen minik yıldız tozları. Yaşayandan başkası göremiyor bile.
Ve son olarak Can Yayınlarından çıkan kitap kapakları ne kadar güzelse Everest’ten çıkan bu kapak o kadar kötü bence. Her ne kadar öykülerin genel havasında bir karamsarlık olsa da bütünü iyi yansıttığını düşünmüyorum.