Enes b. Malik radıyallahu anh'den :
Peygamber Efendimizin vefâtının ikinci günü Ömer minbere çıkıp bir hutbe verdi. Ebû Bekir radıyallahu anh de susup onu dinliyordu.
Ömer hutbesinde :
- Ey Nâs! Ben Resulullah'ın bizi sahipsiz bırakmayacağını ve hepimizden sonra dünyadan göç edeceğini umardım. Fakat umduğum gibi çıkmadı. Eğer Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ölmüş ise, bir ışık ve hidayet kaynağı olan Allah'ın kitabı aranızdadır. Cenab- Allah Muhammed'i de onunla hidayet etmiştir. Ebû Bekir, Resûlüllah'ın arkadaşıdır, mağaradaki iki adamın ikincisidir ve müslümanların en liyakatlısıdır. Kalkın, ona bey'at edin, dedi.
Bu, minber üzerindeki genel bey'at idi. Zira bundan önce Ashâbın bir kısmı Beni Säide mahalle odasında Ebû Bekir'e bey'at etmişlerdi.
Süleym b. Kays El - Amiri'den :
Hariciler taifesinin reislerinden Abdullah b. Kevva', Ali'ye : -Sünnet, Bid'at, Cemaat ve Cemaattan ayrılma kelimelerinden murad nedir? diye sordu.
Ali radıyallahu anh:
-Ey İbn-i Kevvâ', sen soruyu bellemişsin. Şu halde cevabını da anlayıp belle. Sünnet-vallâhi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetidir. Bid'at, O'nun sünnetine aykırı olan şeylerdir. Cemaat, az da olsalar, ehl-i hakkın bir şey üzerinde toplanmalarıdır. Cemaattan ayrılma da: Çok da olsalar, ehl-i bâtılın bir şey üzerinde birleşmeleridir, dedi.»
Sayfa 80 - (2, Cilt) 7 bölüm, sünnet bid'at, cemaat ve cemaatten ayrılma tabirlerinin manaları hakkında görüş.
Bezzár'dan
-Bir gün Ali radıyallahu anh Ey nás, insanların en yiğidi kimdir, biliyor musunuz? diye sordu
Ey mu'minlerin emiri, sensin, dediler.
Ali:
Ben kiminle döğüşmüş isem, hakkımı tam olarak o kimseden almışımdır. Siz, bana, insanların en yiğidi kimdir, onu söyleyin, dedi
Ona
- Öyle ise biz bilmiyoruz, sen söyle, dediler.
Ali radıyallahu anh:
Ebû Bekir'dir, Bedir günü biz Peygamber Efendimiz'e bir çardak yaptık ve onu müşriklerin saldırısından korumak için, kim onu bekleyecek diye adam aradık. Allah'a yemin ederim ki, bu işe hiç kim se yanaşmadı. Ancak Ebû Bekir kılıcını çekip Allah'ın Peygamberi'nin başı ucunda bekledi. Müşriklerden kim ona yanaşırsa, hemen onun tepesine inerdi Işte insanların en yiğidi O'dur... (229)
Sayfa 7 - 2, cilt. 46 FASIL
Sahabenin yiğitliği
EBU BEKİR RADIYALLAHU ANH'IN YIGITLİĞİ, (229) El-Mecma'. c IX, s 46
Kâsım b. Abdurrahman b. Râfi'den:
«Uhud günü, Ömer b. Hattâb ile Talha b. Ubeydullah, Ensar ve muhacirlerinden birtakım kimselerle birlikte silahlarını atıp oturmuşlardı. Enes b. Malik'in amcası Enes b. Nadr onlara:
— Ne oturuyorsunuz? Dedi
Onlar da:
— Oturmayıp da ne yapalım? Allah'ın peygamberi vurulmuştur. Artık ne yapabiliriz? Dediler.
Enes onlara:
— Allah'ın peygamberi gittikten sonra siz sağ kalıp da ne yapacaksınız? Kalkın, o hangi yolda ölmüşse siz de o yolda ölün, dedi ve düşmana doğru ilerleyip şehid düşünceye kadar dövüşütü.
Ebû Vâil'den :
«Hâli b. Velîd Vefât edeceği sırada :
— "Savaşlarda hep ölüm tehlikesi ihtimalinin kuvvetli olduğu yerleri aradığım halde, bana bugün yatağımda ölmekten başka bir şey nasib olmadı. Amellerim içinde şehadet kelimesinden sonra, sabaha kadar sağanak halinde devam eden yağmurun altında kalkanımı elime alıp düşmana baskın yapmayı beklediğim bir gece kadar bana ümit veren bir amelim yoktur." Dedikten sonra, "Ben öldükten sonra atımla silahımı Allah yoluna vakfedin, dedi.