Hayvanları Anlamak Gönderileri
Hayvanları Anlamak kitaplarını, Hayvanları Anlamak sözleri ve alıntılarını, Hayvanları Anlamak yazarlarını, Hayvanları Anlamak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil, dünyayla bir mesafe yaratır, dolayısıyla onunla bir ilişki kurmayı mümkün hale getirir. Dil, duyulara sunulmadığında bile bize bir şey sunabilir. Hayvan, içinde bulunduğu koşullarına tabidir, insanlarsa kendilerini dünyada yönlendirebilir. Bir hayvanın dünyayla olan ilişkisi, onun öznel ihtiyaçlarını tatmine yarayan bir kaynak olmasından ibarettir, hâlbuki insanlar kendilerini nesnel bir gerçekliğe yönlendirebilirler.
Bizim kristal netliğindeki aynalarımızda gördüklerimiz bizim için açık olmaktan çok uzaktır. Yüzeyden bana bakan kişi gerçekte kimdir? Bu karaktere tam olarak vakıf değilim. Kendimi anlamaya çalıştığımda kendimle olan ilişkim dilsel olarak dolayımlanır. Dolayısıyla dil sadece düşüncelerimi başkalarına iletmek için değil, aynı zamanda kendime iletmek için de gereklidir. Kant'ın yazdığı gibi: "Sadece başkalarını anlamak için değil, kendimizi anlamak için de kelimelere ihtiyacımız var."
Çoğu insan bir resmin normal dilde ifade edilemeyen şeyleri içerebileceği konusunda hemfikirdir. Aynı şekilde, hayvanların zihinsel içeriği de doğrudan normal dile tercüme edilemez. Biz insanlarda da bu tür bir dilsel olmayan düşünme boyutu vardır, dolayısıyla bir hayvanın dilsel olmayan düşüncelerini paylaşmamız mümkündür. Öyleyse dil, Alman filozof Hans-Georg Gadamer ve başka düşünürlerin iddia ettiği gibi "anlama için evrensel bir araç" değildir. Bununla birlikte, insani anlamanın esasen dil yoluyla gercekleştiği söylenmelidir.
Bilinçli olmak, bir bedenle fail olarak dünyada mevcut bulunmaktır. Bilinç görünür, ama o zaman onu görme yeteneğiniz de vardır. Öte yandan, örneğin bir kaya veya sandalyenin göründüğünden farklı bir şekilde görünürdür. Bilinç görünürdür, ancak anlaşılması gerekir. Onun anlaşılabilir olduğu için görünür olduğunu söyleyebiliriz. 
 Bir filin, köpeğin veya kedinin bilinci, başkalarının bilincinden daha “gizli” değildir sizin için. Bilinç orada, gözlerinizin tam önündedir, hayvanın vücudunda tezahür eder. O yüzden bilinci sadece beyinde aramak yanlış anlamaya yol açar. 
İnsanlar iyi zihin okuyucularıdır. O kadar iyi ki, okunacak hiçbir düşünce olmadığında bile düşünceleri okumayı başarırız. (…) Bir şey ne kadar öngörülemezse, ona bilinç ve amaç atfetmeye o kadar çok meylederiz, çünkü o zaman rastgeleymiş gibi görünen bu davranışı bizim için anlamlı bir bağlama yerleştirebiliriz.
"Martin Heidegger, sevginin bizi kör ettiğinin söylenmesine itiraz ederek, sevginin sevmediğimizde göremediğimiz şeyleri görmemize olanak verdiğini vurgular."