Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hercai II: Meftun

Sümeyye Koç

Hercai II: Meftun Sözleri ve Alıntıları

Hercai II: Meftun sözleri ve alıntılarını, Hercai II: Meftun kitap alıntılarını, Hercai II: Meftun en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arkasını dönüp gitti, ki bu gidiş kim bilir kaç hüzünlü feveranlara kapı aralayacaktı. Öyle bir veda ki, hiçbir şey bu kadar acıtmamıştı. Sevdası kuş gibi kanat çırpıp göğe yükseldi sinesinden. Öyle bir son ki olduğu şehri yabancıladı.
Gökyüzü bugün, matem kokuyordu. Renkler ve sesler birbirine karışmıştı. Ve hissettiği her his, bunca zaman hissetmediği hislere gebe kalmıştı. Dünyayı yakabilecek bir öfkeye sahipti fakat kolunu kaldiramayacak kadar bitkindi. Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu lakin dudakları oynamıyordu.
Reklam
Pişmanlık, insan ruhunu tıpkı bir zehir gibi acımasızca kuşattığında, yakarışlar yüreğe batan dikenler gibi acitiyor. Dudaklardan çıkan her fisıltı bir mızrak, her bir gözyaşı bıçak yarası gibi gelirdi. Yaşamıştı,biliyordu.
Öyle bir ikileme düşmüştü ki, kendini hiçbir yere ait hissedemiyordu. Esas olması gereken yerde değilmiş gibi, sanki hiçbir zaman da olmayacak gibi. Fırtınanın oradan oraya savurduğu ve savuracağı, yolunu mütemadiyen bulamayacak bir sonbahar gazeli gibi.
Sen hala küçük bir kız çocuğusun. Bir adamı oğlun gibi sevmek akıl işi değil. Yapma,ziyan olacaksın.
Kaybedeceğimi bile bile girdiğim en güzel savaşsın.♡
Reklam
İçimde fırtınalar kopuyor fakat ben terk edilmiş bir kasaba kadar dinginim.
Bilirsiniz, ana baba gibi sevdiyseniz bir insanı,kaybetmenin tadı zehrin devasızlığı kadar ıstıraplıdır.
Mutsuzluk ince hastalık gibiydi. Bir kere bulaştı mı ruha, elini eteğini çekmezdi bir daha.
Reklam
Hüzünlü olan şey daha da çekici gelir insana. Çünkü;
Kaderler farklı farklı nakşedilirdi yazgıya fakat kederler ortak paydada buluşurdu. Bu nedenledir ki, tek bir yürekten dökülen içli figanlar milyonlarca insanın yüreğini titretirdi. Çünkü hissedilen sızı aynıydı.
Kabuk bağlayabilmek bir tarafa, ruhunun sakatlığından mıdır bilinmez, hep daha fazla kanamaya meylediyordu yaralanan. Hüzün, küçücük bir çocukken yerleşmisti suretinin her bir çizgisine. Tıpkı bir doğum lekesi gibi. O yüzdendir ki hiçbir içli kahkaha savuramamıştı bu kırık dökük hayata. Kaderi geçmişinden çok şey çalmıştı. Şimdi de geleceğinden çalmaya devam ediyordu
Hayat tükürdüğünü yalatıyordu insana. Asla uğramam dediği şehre uğratıyor, kapısına varmam dediği evin kapısında, bir daha yüzüne asla bakmam dedigi bir kadına bakıyordu.
Her seven yüreğin bir yarası oluyordu elbet. Hiç kapanmayanından, hep kanayanından. Her gönlün bir gideni vardı, gidip asla geri dönmeyeninden. Çoğu sevdanın sonu hüsranla biter diyorlardı, ne de haklılardı. Mezarlar ölüleri, şehirler yüreğe gömülen aşkları ağırlarmış günler geceler boyunca; dibine kadar haklılardı!
Yalnızlık hissi,içinde günbegün büyürken bir türlü ayak uyduramadığı yaşamın içinde debeleniyordu. Dipsiz bir okyanusun içindeydi, boğulmadan ölüyordu. Buna ne denir bilmiyordu. Her insan düşerdi yanlışa, meylederdi kanayacağını bildiği yaralara.
898 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.