“16 Eylül 1942’de Altvater gettoya girdi ve getto duvarına yakın yaşayan, birisi altı yaşında, diğeriyse iki yaşlarında iki Yahudi çocuğuna yaklaştı. Eliyle sanki şeker verecekmiş gibi onları çağırdı. Küçük olan yanına geldi. Johanna çocuğu kucağına aldı ve öyle sıktı ki çocuk ağlayıp kıvranmaya başladı. Altvater çocuğu bacaklarından yakalayıp baş aşağı tuttu ve kafasını getto duvarına çarptı, ufak bir kilimin tozunu attırıyordu sanki. Altvater, çocuğun ölü bedenini babasının ayaklarının dibine fırlattı.” (s161)
“Cinayetleri işleyenler, bunu toplumdan dışlanmamak için değil, mükâfat ve onaylanma beklentisiyle, verimli sosyo-politik ortamdaki fırsatlardan istifade etmek için yaptılar.” (s77)
“Biyolojik manipülasyonlar ve kısırlaştırmalar, toplumsal mühendislik vasıtasıyla Aryan kusursuzluğuna ulaşmada yetersiz kalmıştı, ırkların tecridi de yeterli değildi. Irk yozlaşması sorununun topyekûn ve nihai nitelikteki tek çözümü, kusurlu Almanlardan başlamak üzere kirleten unsurların yok edilmesiydi. Yanıltıcı şekilde, ‘ötenazi’ ya da ‘merhametten öldürme’ adı verilen bu çok gizli program, Adolf Hitler tarafından şahsen onaylandı ve savaş paravanı arkasında uygulamaya geçirildi.” (s154)