Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hizmet Rehberi Gönderileri

Hizmet Rehberi kitaplarını, Hizmet Rehberi sözleri ve alıntılarını, Hizmet Rehberi yazarlarını, Hizmet Rehberi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seksen sene ibadetli bir ömrü bahtiyarlara kazandıran Ramazan-ı mübarekte inşâallah Nur'un şirket-i manevîsi o kazanca mazhar olacak. Bayrama kadar elden geldiği kadar Nurcular ihlas ile birbirinin dualarına manevî âmîn demeli ki, birisi o sekseni kazansa herbiri derecesine göre hissedar olur. En zaîf ve en ağır yükü bulunan bu hasta kardeşinize elbette manevî yardım edersiniz. (Hizmet Rehberi 150.sh - Risale-i Nur)
"Cereyan etmekte olan hâdisatın muhtemel menfî tesirlerinden kalp ve ruhlarımızı âzade bulundurmak; ve bir şey meydana geldikten sonra daima kader cihetini düşünerek hikmetli ve güzel taraflarını görmek ve zahirî ruha dokunan kaba, şer, musibet cihetlerine fazla nazarı dolaştırmamak -Risale-i Nur'dan aldığımız derslere binaen- lâzımdır."
Sayfa 238 - Envar NeșriyatKitabı okudu
Reklam
Bir buz parçası olan enâniyetini, tam bir havuz kazanmak için, o dairedeki âb-ı hayat havuzuna atıp eritmek gerektir.
Fakat insanın akıl, ruh, sır, nefis gibi pek çok vazifedar letâifi ve hâsseleri vardı.
Sayfa 88
Dert benimdir, devâ Kur'ân'ındır.
Sayfa 79
Evet dâll olan kimse, bir iş ve bir ibâdet teklifinde başını havaya kaldırarak fir'avunlaşır. Lâkin mükâfatın, menfaatın tevziinde bir zerreyi bile terketmez. Amma nefsini unutan ehl-i kemâl, sa'y, tefekkür, sülûk zamanlarında herşeyden evvel nefsini ileri sürüyor. Fakat neticelerde, faidelerde, menfaatlerde nefsini unutmakla en geriye bırakıyor...
Reklam
İnsan nisyandan alındığı için, nisyana müptelâdır. Nisyanın en kötüsü de nefsin unutulmasıdır. Fakat hizmet, sa'y, tefekkür zamanlarında nefsin unutulması, yani nefse bir iş verilmemesi dalâlettir. Hizmetler görüldükten sonra neticede mükâfat zamanlarında nefsin unutulması kemâldir. Bu itibarla ehl-i dalâl ile ehl-i kemâl nisyan ve tezekkürde müteakistirler.
Ben değil dünyevî makamatı ve şân ü şerefi şahsıma kazandırmak, belki mânevî büyük makamat –faraza– bana verilse de, fakat hizmetteki ihlâsıma nefsimin hissesi karışmak ihtimaline binaen korkarak o makamatı da hizmetime feda etmeğe karar verdiğim ve fiilen de öylece hareket ettiğim halde... (Şuâlar: 339)
Madem sizde büyük bir himmet ve kuvvetli bir îman var, tam bir ihlâs ve tam bir mahviyetle, sebatkârâne Risale-i Nur'a şâkird ol. Tâ, binler belki yüzbinler şâkirdlerin şirket-i mâneviye-i uhreviyelerine hissedar ol. Tâ senin hayırların, iyiliklerin cüz'iyetten çıkıp küllîleşsin, âhirette tam kârlı bir ticaret olsun.
Reklam
Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, îmanı kurtarmaktır, başkaların îmanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır. Sakın, benlik ve gurura medar şeylerden çekin. Tevazu, mahviyet ve terk-i enâniyet, bu zamanda ehl-i hakikata lâzım ve elzemdir. Çünkü, bu asırda en büyük tehlike, benlikten ve hodfuruşluktan ileri geldiğinden, ehl-i hak ve hakikat, mahviyetkârâne daima kusurunu görmek ve nefsini itham etmek gerektir.
Gaye-i hayal olmazsa, veyahut nisyan veya tenâsi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler...
Zira bütün mevcûdat, esmâsının cilvelerine mazhar olan Zât-ı Vâcibü'l-Vücûd'u bulan bir kalb, herşeyi bulur...
Nefis kendini serbest ve müstakil ve bizzat mevcud bilir. Ondan bir nevi rubûbiyet dava eder. Mâbuduna karşı adâvetkârâne bir isyanı taşır.
Evet, nefsini beğenen ve nefsine itimad eden bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.