Oyunun Toplumsal İşlevi Üzerine Bir Deneme

Homo Ludens

Johan Huizinga

Homo Ludens Gönderileri

Homo Ludens kitaplarını, Homo Ludens sözleri ve alıntılarını, Homo Ludens yazarlarını, Homo Ludens yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kültür ne oyun olarak ne de oyundan doğmaktadır o, oyunun içindedir. Kültürün zıtlaşmak ve agonistik temeli, bu kültürden önce var olan oyunun içinde yer almaktadır.” Homo Ludens, s. 118
“Bir kelimenin dil icindeki kavramsal değeri, aynı zamanda onun zıddını ifade eden kelime tarafından da tanımlanır. Oyunun zıddı, bize göre ciddiyettir ve ayn zamanda daha özel bir anlamda, çalışmadır; öte yandan, alaycılık ve şaka da ciddiyet'in karşıtıdır.” Homo Ludens, s. 78
Reklam
“Daha başlangıçtan beri şu saptanmış durumdadır: ister çocuklara ister yetişkinlere ait olsun, her oyun ancak tam bir ciddiyet içinde oynanabilir.” Homo Ludens, Johan Huizinga, s. 44
Çoğunlukla asalaktır.
Sofist, doğası gereği, az veya çok göçebe kategorisine mensuptur. Doğuştan getirdiği hakla, biraz serseri biraz da asalaktır.
Sayfa 212Kitabı okudu
Oyun belli bir yer, zaman ve irade sınırları içinde, aşikar bir düzene uygun olarak, serbestçe rıza gösterilen kurallara uyularak ve maddi yarar ve gereklilik alanının dışında cereyan eden bir faaliyettir. İster kutsal bir oyun, isterse sıradan bir bayram; ister bir ayin, isterse hoşça vakit geçirme söz konusu olsun, oyunun ortamı büyülenme ve heyecan ortamıdır. Aktarım ve gerilim duyguluarı faaliyete eşlik etmekte ve bu faaliyet kendiyle birlikte neşe ve gevşeme getirmektedir.
Sayfa 192Kitabı okudu
Modern savaşı yüceltmeye yönelik ne yazık ki çok iyi bildiğimiz genel eğilimler, aslında savaşı kutsal şanı sağlamak üzere tanrılardan gelen bir emir sayan ve düşmanların yok edilmesine dayanan Asur-Babil kavrayışının tekrarından başka bir şey değildir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Bir çarpışmanın başarısı, bizatihi şeylerin akışını etkiler. Her galibiyet, iyilik güçlerinin kötülük güçleri üzerindeki zaferini, bu zaferi elde eden grubun selametini temsil eder, yani bunları gerçekleştirir. Bu bağlam içinde, saf talih oyunu; güç, beceri veya deha gerektiren oyunlar kadar kutsal bir anlama bürünebilir ve böylece sanatsal faaliyetleri işaret edebilir ve belirleyebilir. Dahası var. İnsan zihni açısından, talih ve kader kavramları her zaman dinsel alana yakındır. Bu fikir bağlantılarını anlamak isteyen modern insan, çocukluk anıları arasında koruduğu ipe sapa gelmez kehanetleri düşünmelidir: Hiçbir bâtıl itikadı olmayan, tamamen. dengeli kişi bile, hiç önem atfetmeden, bazen kendini böyle şeylere kaptırabilmektedir. Edebiyat alanından bir örnek verirsem, Tolstoy'un Diriliş'inden bir pasaj hatırlatacağım. Yazar, mahkemenin girişinde bir yargıcın aklından şu düşünceyi geçirtir: "Eğer koltuğuma gitmek için şu kadar adım atarsam, bugün karnım ağrımayacak."
Büyüleyen ve büyülenen aynı zamanda hem bilinçli hem de kanmaya hazırdır ve kanmayı istemektedir.
Kutsal eylem bir dromenon, yani kendi kendini yapan bir şeydir. Temsil edilen şey bir drama, yani kendi kendini yapan şeyin bir gösteri veya yarış haline bürünmesidir. Eylem kozmik bir olayı, yalnızca temsil olarak değil, aynı zamanda özdeşleşme olarak da yeniden üretir. Bu olayı tekrarlar. İbadet, eylemde simgelenen etkiyi belirler. İşlevi basit bir taklit değil de bir dahil olma veya bir katılımdır.
Oyun düzen yaratır, oyun düzenin ta kendisidir. Dünyanın kusurluluğu ve hayatın karışıklığı içerisinde mükemmellik yaratır.
298 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.