Beni gömmeye değil, yaşatmaya gelisinizin ilk töreni olacak bu.
Bırakın ağlaşmayı...Yoklayın yureklerinizi...Aranızdan ayrıldığını sandığınız yürek çırpıntılarımi orada duymuyor musunuz?
Cenazemde ardımdan onurlu sözler edecekler. Sağolsunlar. Benim de size iki çift sözüm var,Halil Cibran'dan...
"Veda sizlere ve sizlerin arasında geçirdiğim gençliğe.
Daha dündü ki,sizlerle bir düş'te buluşmuştuk.Kendi yalnizligimda bana türküler dinlettiniz ve ben de sizlerin özlemlerinden gökyüzüne bir kule kurdum.
Ama artık uykumuz kaçtı ve düş dağıldı, artık ayrılmalıyız.
Eğer anının alaca aydınlığında yeniden karşılaşırsak, yeniden bir daha beraberce konuşuruz ve sizler bana daha derin bir şarkı söylersiniz. Ve eğer ellerimiz başka bir düş'te birbirlerini bulursa,gökyüzüne bir başka kule daha dikeriz."
Ağıt toplumuyuz biz... Acıyı kazanç bellemişiz...
Siz ölüm ilanımı veredurun...Bu da benim yaşadığımın ilanıdır.
Hrant,"Eğer bur gün bu ülkeden gidecek olursam yürüyerek gitmeyi isterim," demişti. Tıpkı geçmiştekiler gibi. Kafileler halinde yola dökülen, yolları ölsünler diye güneye yöneltilen kuzey yolcuları gibi...Bize o kadar cok dokunmuştu ki bu.
Yine bir gün Hrant, "Belki de bilmiyoruz,sözünü ettiklerimiz belki de gitmemislerdir!" derken gozlerindeki ışığı görmüştük. Bildiği bir gizin parıltısı vardı gözlerinde. Belki de onu bu toprağa bağlayanlar biraz da o gizli kalanlardı. Bilemeyiz.
Bildiğimiz ,"Diaspora büyük bir Anadolu köyüdür, " diyen Hrant ,büyük bir Anadolu köyü olan kalbimizin hangi tepesinde gömülü olmak istediyse oradadır bugün.
Toprağın altında ve üstündedir.
Uçmuş çatıların, sesleri kaybolmuş sokakların içindedir.
Adı vicdan olan her yerdedir.
Hrant, büyük bir Anadolu köyü olan kalbimizin hangi tepesinde gömülü olmak istediyse oradadır bugün.
Toprağın altında ve üstündedir.
Uçmuş çatıların, sesleri kaybolmuş sokakların içindedir.
Adı vicdan olan her yerdedir.