İnsanlığın geleceği açısından Irak ve Filistin'le birlikte üç
önemli ülkeden biri olan Venezuella, Başkan Chavez'in
yönetiminde uygulamaya koyduğu radikal siyasal
dönüşümleriyle neo-liberalizme karşı somut bir alternatif
oluşturmuş durumda. Chavez, altı yıllık iktidarında girdiği
her seçimde oylarını sürekli arttırırken, eski rejimi
diriltmek isteyen muhalefetin hiçbir inandırıcılığı
kalmamıştır. Chavez, ülkesinin başındaki yoksulluk,
açlık, cehalet, barınma, çalışma ve kadın hakları gibi
yakıcı sorunların çözümünün kapitalist sistem içinde
kalınarak sağlanamayacağını açık bir dille ortaya koyuyor
ve gün geçtikçe daha fazla vurgulayarak 'devrimde
devrim'den söz ediyor. Dolayısıyla, Venezuella'daki
Bolivarcı devrim deneyimi, çok daha adil, barışçı, eşit ve
özgür bir dünyanın ancak sosyalizme açılarak
gerçekleştirilebileceğini bütün dünyaya gösteriyor...