En Beğenilen İçimdeki Başka Ben kitaplarını, en beğenilen İçimdeki Başka Ben sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İçimdeki Başka Ben yazarlarını, en beğenilen İçimdeki Başka Ben yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Naşide Gökbudak'ın bir çırpıda okunacak kitaplarından biri. Dili sade ve çok sürükleyici. Bir sonraki sayfada ne olacak acaba diye okuduğunuz biz kitap olacak. Son bölümde konular hızlı bir şekilde geçiştirilmiş. O bölümlerde daha detaylı ve çözüme giderken daha net bilgiler olmalıydı.
Seher, ailesinin karşı çıkmalarına rağmen Murat ile evlenip İstanbul’a yerleşir. Çok geçmeden güzel güzeli ikizleri Sıla ve Suat doğar. Mutlulukları ikizlerle daha da perçinlenir. Seher için kötü olan tek şey, Elazığ’da yaşayan ailesini özlemesi ve yaptığı evlilikten dolayı babasını onu hâlâ affetmemesidir.
İkizler yavaş yavaş büyümektedir. Suat gelişimini normal bir çocuk gibi yaşarken, Sıla da birtakım tuhaflıklar gözlenmektedir. Bu durum Seher’i çok üzmektedir.
Büyük sevgiler emek ve özveri isterdi. Çaba göstermeleri, çok çaba göstermeleri gerekirdi. Başarırlarsa, eşsiz bir sevgiyi ömür boyu yakalamış olabilirlerdi. Böyle bir sevgi de Allah'ın insanoğluna lütfettiği en muhteşem duyguydu.
Mutluluğun resmini yapabilir misin? diye sormuşlar. Cevap almışlar mı, bunu bilmiyorum. Bence, hayır bu resmi kimse yapamaz. Tanımlayamaz da. Mutluluk sadece yaşanır. Acılar gibi.
Kitap yalın bir dile ve akıcı bir olay örgüsüne sahip. Bilinen ailevi sorunlara ve geleneksel gerçeklere değinse de merak uyandıran bir yanı var. Muğlak bir tarafının olması çekici bir gizem katıyor.
Kadının, aşkın ve psikolojinin harmanlandığı güzel bir çalışma olmuş.
Biz kadınları sahiden anlamak mümkün değil, hem kilolardan şikayet ederiz hem de durmadan yenilecek bir şeyler üretiriz. Onu da yapamazsak, birbirimize yemek tarifleri veririz.
Haklar ve hürriyetler kazanılarak alınmalıdır. Vermekle olmaz. Bu her türlü nimet için geçerlidir. Eğer bir tarafından lütfedilirse, zaten kullanılmaz, bir faydası olmaz. Yani çocuklarımıza iyiyi rahatı, konforu, özgürlüğü öğretmenin yanında, kötüyü, yokluğu ve sıkıntıyı da öğretmeliyiz. Biz öyle mi yapıyoruz? Biz yapamadık, onlar yapsın! Biz yiyemedik onlar yesin! Özgürlükleri de öyle dağıtıyoruz. Bence her şeyden önce verilecek şeyi hak etmeleri gerekiyor. Doğru dürüst kullanabilmeleri için.