Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İdeolojik Savaş Ajanları

Malik Bin Nebi

İdeolojik Savaş Ajanları Gönderileri

İdeolojik Savaş Ajanları kitaplarını, İdeolojik Savaş Ajanları sözleri ve alıntılarını, İdeolojik Savaş Ajanları yazarlarını, İdeolojik Savaş Ajanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"FEDAKARLIKLARIMIZIN ACINACAK HALDEKİ BAYAĞILIĞI "
İNSAF EDİN! BÜTÜN SORUMLULUKLARI, İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ORTAMA VE DIŞ KUVVETLERE YÜKLEYİVERMEK SURETİYLE EKSİKLERİMİZİ VE YANLIŞLIKLARIMIZI BAYAĞI HAKLI ÇIKARABİLİYORUZ. ...itiraf edelim ki şu anki durumdan, İslâmın ve müslümanların bugünkü durumundan sorumlu olanlar bizleriz asıl, yani biz müslümanlar. Kısır bilgimize -aslında zır cahilliğimize kayıtsızlığımıza, imkan ve kapasitelerimizin zavallılığına, fedakarlıklarımızın acınacak haldeki bayağılığına şöyle bir bakın Sonra söyleyin ve itiraf edin: Gerçekten bizler, çoğu zaman, imkân ve samimiyetimizin değil de, hirs ve ihtiraslarımızın boyunduruğu altında mıyız, değil miyiz?..
Sayfa 96
Bizim gibi olsaydınız bizler gibi davranırdınız.
Bu basit cümleciği Avrupalı'nın ağzına tıkamak suretiyle, Abdullah Nedim, gerçekliğin ve öz itibariyle sağlamlığının karşısına günlük yaşantı plânında etkiliyi ve modayı çıkarmak, dış görünüşteki etkililiği otantikliğin» aynıymış gibi göstermekten ibaret «aldatmacayı belirtmek ve çırıl çıplak bir şekilde ortaya koy maktan çok daha olağanüstü bir gerçeğe parmak basmıştır. Abdullah Nedim, «sivil bir emperyalizme veya dinî bir propagandaya ve ilhamını yayılma'dan alan herhangi bir faaliyete giriştiğinde», Avrupa'nın, çağdaş dünyada geçerli gibi görüneni, öz itibariyle sağlam olan gerçeğe karşı delil olarak kullandığını zaten yakinen biliyordu.
Sayfa 77
Reklam
Fakat ister «doğru», ister «yanlış» olsun, etkili bir fikrin bu gücü inkâr edildiği andan itibaren insan gülünç duruma düşer.
Sayfa 73
Batı ilminin meydan okuyuşuna karşı koymaya çalışırken, İslâm toplumunu saran «aşağılık duygusu» nu özel şekilde ortadan kaldırma çabasından ibaret kısır bir «ilimcilik».... İşte öyle bir ortam ki, oryantalist savunma edebiyatı en verimli toprağını burada buldu. Ve İslâm düşüncesi ve müslüman şuuru, benzeri görülmemiş bir konukseverlikle bu edebiyatını bağrına bastı.
Sayfa 36
KENDİNE ÖZGÜ YÖNETİCİ FİKİRLER
Herkes bilir ve haklı olarak hep tekrarlanır ki, ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın hiçbir değeri yoktur. Şüphesiz çok doğru bir söz... Fakat şu hususu ilave etmek gerek: KENDİNE ÖZGÜ YÖNETİCİ FİKİRLERİ BİZZAT İMAL ETMEYEN BİR TOPLUM, NE TÜKETİM MADDELERİNİ, NE DE TEÇHİZAT MALZEMELERİNİ ÜRETEBİLİR. Adı, ister «oryantalizm»> olsun, isterse sahte marksizm... Dışa bağlı kışkırtıcı bir ajan tarafından ülkeye sokulan veya zorla empoze edilen fikirlerle olmaz, bir toplumun kendi benliğine kavuşması ve atılımda bulunması... Gelişmemizin şu andaki etabında, bizler, kendi düşünce temalarımızı bizzat kendimiz saptanmaya çağrılmış bulunuyoruz ve bunu gerçekleştirmek zorundayız. Bizler, ideolojik orjinalliğimizi yeniden bulmak, ekonomik ve politik alanlarda olduğu kadar, fikirde de bağımsızlığımızı tekrar kazanmak mecburiyetindeyiz.
Sayfa 64
Temel postüla budur.
Fikir gücümüzle dolduramadığımız her ideolojik boşluk, bize yabancı düşünceler tarafından işgal edilir!
Sayfa 60
Reklam
Sizi dinleyen «aydın»ı hâlâ ikna edememişsinizdir.
–Eh! Zevklerle renkler tartışılmaz ki... Bu plânda bulunan bir kimse, bizim fikirlerimizi, sözüm ona hoşgörü ile karşılayacaktır öyle mi? (!)
Sayfa 59
Olmak veya olmamak
Tarihin en keskin dönemeçlerinde, herhangi bir toplumun varlığını tehlikeye düşüren şey, vasıtaların kıtlığı değil, aksine, fikirlerin yetersizliğidir.
Sayfa 34 - Özdemir Basımevi 1977
ALDATICI DIŞ GÖRÜNÜŞ
Evet! Bütün bu akımlar, uyanık ajanların elinde, İslâm dünyasını kendi temel meselelerinden, uygarlık davasından uzaklaştırmak ve bütün dikkatini, 5 Haziran 1967'nin o uğursuz sabahı gibi, bir çöküşün, toplu bir felâketin, bir kapitülasyonun, ertesi gün hemen çıkıveren tehlikeli bir durumun kofluğunda, acı bir şekilde sırıtmaya başlayan düzme meselelere, sahte çözümlere çekmek için birer araçtır.
Sayfa 32 - Özdemir Basımevi 1977 baskı
Savunma Edebiyatı
Günlük yiyeceğini bulmaktan aciz, yoksul bir kimseye, babasının, büyük babasının veya atalarının içinde yaşadıkları bolluk ve refahtan bahsedilebilir. Ve geçici olarak, akıl ve şuurunu uyuşturmakla, o zavallıya, bir an için sıkıntı ve acılarını unutturma imkânı sağlanabilir. Ama çektiği acılara şifa sunulmuş olmaz hiç bir zaman... Tıpkı bunun gibi, bir toplumun sefaleti de, geçmişin parlaklığını anlatmakla önlenemez. Ve o toplumun yoksulluğuna çare bulunmuş olmaz.
Sayfa 26 - Özdemir Basımevi 1977 baskı
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.