Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

II. Murad Sözleri ve Alıntıları

II. Murad sözleri ve alıntılarını, II. Murad kitap alıntılarını, II. Murad en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biz dostlarımıza dostuz!
Sayfa 28 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Biliyoruz ki sultan ||.Murad gerçekten ilme âşık,alime meftun bir padişahtı. Seferde iken bile kıymet verdiği âlimlerden bir kaçını yanına alır, yakınında bulundurur, müşkillerini danışır, münazara ettirip dinler, sık sık tertiplediği sohbet ziyaretlerinde kemalat arardı. Hele de Hacı Bayram Veli ki Ak Şemsüddin gibi bir deryaya üstadlık etmiştir.
Reklam
VASİYETNAMESİ
Hafızlar susmuş, âlimler duaya ara vermişti. Bomboş sessizlik içinde padişahın vasiyetnamesi okunuyordu: Vasiyetname "bilmillahirahmanirrahim" diye başlıyor. "Öldüğümüz zaman bizi Bursa'ya, camiimizin yakınındaki oğlumuz Alâüddin'in üç-dört arşın yanına gömünüz. Mezarımızın üstüne, büyük hükümdarlar için yapılan muhteşem türbelerden birini yaptırmayınız. Vücudumuzu doğrudan doğruya toprağa gömünüz ki, Cenab-ı hakkın rahmetine işaret olan yağmur, üstümüze yağsın. Mezarımızın üstüne dört duvar yapınız ve hafızların oturmaları için kenarına mahaller koyunuz. Etrafımıza, evlat ve akrabalarımız dan kimseyi gömmeyiniz... Eğer Bursa'da ölmez isek naşımızı oraya naklediniz. Bu nakil bir Perşembe günü olsun ki, defin cuma gününe rast gelsin..."
Sayfa 100Kitabı okudu
Zaferden sonra tekrar Manisa'ya dönmek isteyen Sultan ||.Murad, kendisine bağlı umera tarafından engellenmiş, hatta küçük bir yeniçeri patırtısı dahi olmuştur. Padişahın kesin niyeti tahta dönmemek, oğlunun yetişmesini, feth-i mûbini gerçekleştirip "Fatih" olmasını görmekti. Ama olaylar kararını etkiledi. Varna zaferi'nden takriben bir yıl kadar sonra tahtına döndü. Şehzade Mehmed ise eski görevi olan Manisa valiliği'ne gitti.
Haçlıların bozduğu anlaşma metnini bir mızrağın ucuna geçirip meydana diktirdi. Bu sırada Hristiyanları derinden sarsan bir hadise oldu. Gökler gazaba gelmiş gibi korkunç bir kasırga çıktı. Şiddetli rüzgar Haçlı ordusu'ndaki bayrakları param parça etti. Bir süre öncede bütün bölgede hissedilen kuvvetli bir deprem meydana gelmişti. Kasırga Haçlı ordusu'nun moralini çok bozdu, fırtınadan hiç etkilenmeyen Osmanlılar da ise şevk artmıştı. Savaş mutlak surette kazanacaklarına, Allah'ın kendilerine yardım edeceğine gönülden inanıyorlardı.
Nitekim Sultan ||.Murad'ın tahtını 12 yaşındaki oğluna bırakıp dinlenmeye çekildiği haberi yayılır yayılmaz, onunla on senelik bir andlaşma imzalamış olan devletler el oğuşturmaya hemen başlamışlar, Balkanlar'a ve Avrupa başkentlerine "Niğbolu felaketinin intikamını almak vaktidir" yollu haberler yapmışlardır. Kardinali Cesarini, dinini kinine feda vesikasını mühürler: "Dinsiz Türklere karşı verilen sözün tutulma mecburiyeti yoktur, İncil'e el basıp edilen yemin hükümsüzdür. Esas olan, Türkleri kandırmak ve Hristiyanlığın menfaatlerini korumaktır." Tehlike iyice yaklaşmış, gelen haberler Osmanlı Devleti'ni idare edenleri iyice telaşlandırmıştı. Edirne'de toplanan saltanat şurası, Sultan ||.Murad'ın geri çağrılmasına karar verir ve bu karar Veziriazam Çandarlı Halil Paşa tarafından genç padişaha duyurulur: Bu karar üzerine genç padişahın manidar ve tarihî mektubu babasını bulur: Bugünkü dile şu şekilde çevirmek mümkün: "Eğer padişah sen isen düşman toprakları çiğner, gel ordularının başına geç; yok padişah ben isem padişah olarak sana emrediyorum, gel, ordularımın başına geç." Ve Sultan ||.Murad tekrar orduların başındadır.
Reklam
Tahttan feragat etmek suretiyle belki fethi çabuklaştırmak istemiş, belki de feth-i mûbin için gerekli formasyonu tutmasına zemin hazırlamaya çalışmıştır. Gerçekten de bunun için vasat müsaittir. En büyük düşmanla imzalanan on senelik ittifak, Şehzadenin idari ve askeri tecrübe edinmesine lüzumlu zamanı kazandıracak; iyi yetişmiş devlet erkânının himayesinde ve kendi gözetiminde, geleceğin Fatih'i yetişecektir. Bu tasavvurundan hiç kimseye bahsetmeyen Sultan Murad, tahtta kalması yönünde yapılan bütün ısrarları geri çevirdi. Tahtı oğluna terk edip Manisa'ya çekildi (1444). Şehzade Mehmed henüz on iki yaşlarındaydı. Babasının feragatıyla Manisa'dan Edirne'ye getirilmiş ve tahta çıkarılmıştır.
Sultan ||.Murad'ın yüreğini Kostantiniye'yi fetih ateşi nicedir tutuşturur, Peygamber müjdesine ulaşmanın rüyalarını görürdü ya, hal hatırdan sonra, hemen mevzuu açtı, büyük derdine derman arayan teslimiyetiyle Kostantiniye aşkını terennüm etti: "Duanız berekatıyla fetih bize müyesser olsa..." Koca Velî, tefekkür ummanında kerametle bulusuncaya kadar sustuktan sonra, parıltılı gözleriyle küçük Mehmed'i sarmalayıp gülümseyerek sordu: "Oğlunuz mu?" "Belî," dedi Padişah. "Küçük Şehzademiz Mehmed'dir." Koca Velî'nin gözleri yere döndü: "Mahzun olma Hünkârım, Kostantiniye'yi senin Mehmed'le benim Köse fethedecekler." Keramet aynen tahakkuk edecek, onca istemesine rağmen fetih Sultan ||. Murad'a değil, oğlu ||.Mehmed'e nasip olacak, Velî'nin "Köse" dediği şanlı müridi Ak Şemsüddin de "manevî fatih" olarak asırlarca selamlanacaktı.
Şehit kanlarıyla sulanmış her karış toprak nazarımızda vatan toprağıdır ve mukaddestir.
Sayfa 89 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Su uyur düşman uyumaz
Eğer saltanat taraf-ı saadetinizde ise mülkünüzü düşman çiğnemiştir; hıfzını ve müdafaasını arz ve ihtar ediyorum. Eğer saltanat bu tarafta ise ordu başında bulunmanız hakkında emr-i padişahi vardır, lüzum-u itaatı tebliğ ve ihbar eyliyorum. Bugünkü dile şu şekilde çevirmek mümkün: "Eğer padişah sen isen düşman toprakları çiğner, gel ordularının başına geç; yok padişah ben isem padişah olarak emrediyorum, gel, ordularımın başına geç. "
39 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.