Zamanında mensubu olmak için can attığım Türk Silahlı Kuvvetlerinin 80-90 yılları arasındaki mensuplarının düşünce yapılarını, gayelerini çok iyi anlatan, büyük kalem İskender Pala'nın kitabı. Akıcı diliyle sınav haftama yaklaşıyor olmama rağmen 3 günde bitirdim. Kitap, Pala'nın TSK'ya girişi olan 80 ihtilali sonrası yılları ile (1982) ihraç tarihi olan 1997 yıllarını kapsıyor. Söyleyebilirim ki bu yıllar TSK için, siyasi ideolojilerin çarpışma merkezi olmuş. Nitelikli ve kalifiye subayların siyasi emeller ve şahsi hırslar uğruna nasıl harcandığı kitapta çok iyi anlatılmış ve ne yazık ki yazar da bu harcanmalara maruz kalmış.
Kitap Türk milletinin karakteristik özelliği olan çağa ayak uyduramamayı da gösteriyor. Dünya, bilim alanında gelişirken ve tüm dünyada her branşın uzmanı saygı görürken İskender Pala bir edebiyat ve tarih uzmanı olmasına rağmen alay konusu olmuş ve tehdit edilmiş. Pala'nın eşi başörtülü diye, kızı İmam Hatip Lisesi'nde öğrenci diye kendisinin birikiminden yararlanılmamış ve her yere sürgün edilmiş. Maalesef çok acı! Hele ki tarih araştırmaları yaparken kullandığı masasındaki Osmanlıca kaynaklar Kur'an sanılmış, buna bağlı irticacı olduğu söylenmiş. Dobra, hakkını arayan, dürüst Pala 28 Şubat Postmodern Darbesi'nden önce ordudan iftiralarla, sahte ihbarlarla ihraç ediliyor. Haksızlığa uğrayan, sessiz kalmış ya da susturulmuşların sesi: İki Darbe Arasında..
Teşekkürler İskender Pala.