Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2 Cilt Takım

İkinci Cinsiyet

Simone de Beauvoir

İkinci Cinsiyet Gönderileri

İkinci Cinsiyet kitaplarını, İkinci Cinsiyet sözleri ve alıntılarını, İkinci Cinsiyet yazarlarını, İkinci Cinsiyet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1949’da yayınlanan
İkinci Cinsiyet
İkinci Cinsiyet
adlı kitabında “bu dünya hep erkeklere aitti” diye yazmıştı
Simone de Beauvoir
Simone de Beauvoir
. dusunbil.com/aydinlanma-cagi...
Erkeklerin insanlık içindeki konumu üzerine bir kitap yazmak bir erkeğin aklına bile gelmezdi.
Sayfa 27 - koç üniversitesi yayınları
Reklam
' İnsanin kendi varligina erişebilmesi için bir varlığa yansıması gerekir. Kadın, erkek icin ödüllerin en büyüğüdür. Çünkü sahip olduğu etten yapilmis görüntünün altinda kendi özel ulusmasidir. Ona dünyayı özetleyen, kendi değerleriyle yasaları benimsettigi varlığı kollarına aldığı zaman gercekte eşi benzeri olmayan canavara yani kendisine sarilmaktadir.'
' İnsanlik doğuran cinsiyete değil, öldüren cinsiyete üstünlük tanımıştır.'
' Kadini en büyük içtenlikle sevmiş çağlar ne saraylı aşkın feodalitesidir ne de kibar 19. Yüzyıl erkeklerin kadınları benzer gordugu dönemlerdir. '
' Kadına sahici özerkligi ancak ozerk çalışma kazandırabilir.'
Reklam
Kölelik yasaklanır ama yoksulluk devam eder
“Kadınlara mahsus fizyolojik özelliklerin bu kadar yüceltilmesi, erkekler tarafından kadınları baskı altında tutmak için oluşturulan mitlerdir. Kadın, bir kadın olarak değil bir insan olarak kendini yüceltmelidir.”
Kadın hiçbir gizemli alınyazısının kurbanı değildir; onu belirleyen özelliklerin önemi, büründükleri anlamdan gelir; yeni bakış açılarıyla kavrandıklarında bunların üstesinden gelinebilir.
Sayfa 444 - Koç Üniversitesi Yayınları (2. Cilt)Kitabı okudu
Bir kez daha yinelemek gerekir ki insan topluluğunda hiçbir şey doğal değildir ve kadın da herkes gibi uygarlığın bir ürünüdür; başkalarının onun yazgısına müdahalesi kökenseldir. Bu eylem başka türlü yönlendirilseydi başka bir sonuca yol açardı. Kadını, hormonları ya da gizemli birtakım içgüdüleri değil, yabancı bilinçler aracılığıyla bedenini ve dünyayla ilişkisini nasıl kavradığı belirler. Ergen oğlanı ergen kızdan ayıran uçurum, çocukluklarının ilk döneminden itibaren tasarlanarak yaratılmıştır, sonrasında, kadının yapıldığı gibi olması engellenemezdi.
Sayfa 442 - Koç Üniversitesi Yayınları (2. Cilt)Kitabı okudu
Reklam
Hiç kuşku yok ki her ikisi de çok daha iyi bir durumda olurdu. Erkeklerle kadınların eşit olacağı bir dünyayı hayal etmek kolaydır, çünkü Sovyet Devrimi'nin vaat etmiş olduğu şey tam da budur: Tamamen erkekler gibi büyütülüp yetiştirilen kadınlar, aynı koşullar altında ve aynı ücretlerle çalışacaklardı; cinsel özgürlük törelerce kabul edilecek ama cinsel edim bundan böyle karşılığı ödenen bir “hizmet” olarak görülmeyecekti; kadın kendi hayatını başka yollardan kazanmak zorunda olacaktı; evlilik, eşlerin istedikleri zaman feshedecekleri özgür bir bağa dayanacaktı; annelik özgür olacaktı, yani doğum kontrolü ve kürtaj serbest olacak, buna karşılık evli olsalar da olmasalar da bütün annelere ve çocuklarına tamamen aynı haklar tanınacaktı; doğum izni sırasında, çocukların sorumluluğunu üstlenen topluluk anneye ücret verecekti; bu, çocukların ebeveynlerinden alınacakları anlamına değil, terk edilmeyecekleri anlamına gelmekteydi.
Sayfa 442 - Koç Üniversitesi Yayınları (2. Cilt)Kitabı okudu
Gerçek şudur ki kadının durumu dengesizdir ve bu yüzden de bu duruma uyum göstermesi çok güçtür. Fabrikalar, bürolar, fakülteler kadınlara kapılarını açmakta, ama hålå evliliğin kadın için en onurlu ve onu kolektif yaşama başka her tür katılım biçiminden muaf tutan bir kariyer olduğu düşünülmeye devam edilmektedir. (...) Evli kadının kendini kocasına baktırmasına izin verilmektedir. Ayrıca toplumda bekár kadından çok daha fazla saygınlığı vardır. Töreler bekår erkeğe tanınan cinsel imkânların eşdeğerlerini bekár kadına tanımaktan çok uzaktır. Özellikle de annelik, bekar kadına neredeyse yasaktır, bekar annelik hâlâ skandala yol açabilmektedir. Külkedisi efsanesi nasıl bugün hâlâ aynı değeri taşımasın ki? Hâlâ her şey genç kızları, servet ve mutluluk kazanmak için kendi başlarına zorlu ve belirsiz bir çabaya girişmek yerine, bunları "kurtarıcı prens'ten beklemeye özendiriyor.
Sayfa 172 - İkinci Kesim: Tarih
Toplu olarak aşağı bir konumda tutulan insan grupları için kişisel başarı neredeyse olanaksızdır. Marie Bashkirtseff "Eteklerle nereye gitmemizi bekliyorsunuz?" diye soruyordu. Stendhal ise şöyle diyordu: "Kadın olarak doğan bütün dahiler kamunun mutluluğu uğruna yitip gitmişlerdir." Doğrusunu söylemek gerekirse dâhi doğulmaz, dâhi olunur; kadının durumuysa şimdiye dek bu oluşu imkânsız kılmıştır.
Sayfa 169 - İkinci Kesim: Tarih
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.