Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aristoteles

İlkçağ Felsefe Tarihi 3

Ahmet Arslan

İlkçağ Felsefe Tarihi 3 Sözleri ve Alıntıları

İlkçağ Felsefe Tarihi 3 sözleri ve alıntılarını, İlkçağ Felsefe Tarihi 3 kitap alıntılarını, İlkçağ Felsefe Tarihi 3 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aristoteles "bir duyuyu kaybedenin bir dünyayı kaybettiği"ni söyler.
Sayfa 30
Aristoteles’in düşüncesine göre.
“Orta sınıfı güçlü olmayan toplumları veya devletleri bekleyen en büyük tehlike ise sürekli bir istikrarsızlık ve devrim ortamıdır.”
Sayfa 297Kitabı okudu
Reklam
İfrat - Tefrit - Vasat
Her duyguda veya eylemde kötüyü veya erdemsizliği temsil eden iki uç; ifrat ile tefrit, ge­reğinden çok ile gereğinden az , bir de iyiyi, erdemi temsil eden bir orta nokta, yani gereği kadar olan vardır. Örneğin korku duygusu veya et­kilenimini alalım. Bir gereğinden çok korku vardır, bir de gereğinden az korku ve bunların her ikisi de kötüdür, erdemsizliktir. Gereğinden çok korku, ödleklik, tabansızlıktır; gereğinden az korku ahmaklıktır, duyar­sızlıktır. Gereği kadar korku yani altın orta cesarettir.
Sayfa 277 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Platon'un okulu olan Akademi gibi Aristoteles'in kurduğu Lise
Kurucusunun ölümünden çok uzun bir süre sonrasına kadar varlı­ğını sürdürmüştür. Nasıl Platon'un ta Ortaçağ'ın sonlarına, hatta bir anlamda günümüze kadar sayısız takipçileri ve şerhçileri olmuşsa aynı şekilde Aristoteles'in de Antik Çağ'dan bu yana benzer şerhçileri ve iz­leyicileri olmuştur. O halde nasıl Platon'la birlikte bir Platonculuktan bahsetmek mümkünse Aristoteles'in yanında bir Aristotetesçilikten de bahsetmek mümkündür.
Sayfa 40 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Akıl Ruhun elinde ise İnsani iş, Akıl Nefsin elinde ise Hayvani iş
***** İnsanın işi "ruhun akla uygun etkinliği­dir." Aristoteles *****
Sayfa 265 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
İyi Nedir ?
***** Kimileri sözkonusu iyiyi hazda, kimi ünde ve bazıları servette, bazısı ise onurda bulmaktadırlar. Kaldı ki, bir ve aynı insan duruma göre birden fazla ve farklı şeyleri de iyi olarak görmektedir. *****
Sayfa 260 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tercih, kendi elimizde olan şeylerin enine boyu­na düşünülmüş arzusudur
Tercih arzu değildir, çünkü akıl sahibi olma­yan hayvanlarda da arzu vardır, ama onların yaptıkları eylemleri ter­cih ettikleri veya seçtiklerinden söz edilemez. Tercih tutku değildir, çünkü bir tutkunun etkisi altında davranışta bulunanların herhangi bir seçim yaptıkları düşünülmez. Hatta belki bir anlamda onların bir ter­cih sonucu değil, zorlama altında eylemde bulundukları bile söylene­ bilir. Tercih istek değildir, çünkü im­kansız şeyleri, örneğin ölümsüzlüğü isteyebiliriz, hatta isteriz. Ama hiç kimsenin imkansız bir şeyi tercih ettiğinden söz etmeyiz. Sonra yapa­mayacağımızı bildiğimiz bir şeyi isteyebiliriz ama tercih ettiğimiz, ya­pabileceğimizi düşündüğümüz bir şeydir. Nihayet istek daha ziyade amaçla ilgili bir şeydir, seçim ise araçla ilgilidir.
Sayfa 272 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Bilim nedir?
Bilim, kıyas denilen akıl yürütme aracılığıyla kanıtlanmış önermeler topluluğudur. Fakat bu tür önerme­ler kendilerine dayanacakları, kendilerinden çıkacakları öncüller ge­rektirir. Bu öncüllerin kendilerinin de başka kıyasların sonuçları olma­ları, yani kanıtlanmış olmaları arzu edilen bir şeyse de, geriye doğru tümü kanıtlanmış önermelerden meydana gelecek bir bilimsel yapının mümkün olmadığını biliyoruz. O halde kendileri kanıtlanmış olmayan birtakım öncüilere ihtiyacımız olacaktır. Bu öncüller ise Aristoteles'in kendisinin de kabul ettiği gibi son tabiilde tümevarım veya deneyle oluşacaklardır. Bilim, mümkün olanın değil, "zorunlu olan"ın alanıdır; mümkün olanı değil, zorunlu olanı konu alır. O halde eğer sonuçları­mızın zorunlu olmalarını istiyorsak öncüllerimizin de zorunlu olmala­rını istemek zorundayız. Bu ise iki şey demektir: I) Öncüllerin, konu­larının her örneği ile ilgili olarak doğru olmalarının zorunlu olması (Akıllılık her insan için zorunlu olarak doğrudur); Il) Öncüllerin öz­neyle yüklem arasında tesis ettikleri bağın özsel (perse) bir bağ olması (Akıllılık; beyazlık, siyahlık, gülme vb gibi özelliklerden farklı ola­rak insanın özünü ifade eder).
Sayfa 122 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Platon’un İkili Bölme Yöntemi ve Aristoteles:
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
… kavramları en genellerinden başlayarak ikili bölmelere tabi tutmakta ve böylece bir şeyin tanımının, yani bilgisinin, biliminin elde edileceğini düşünmekteydi. Örnek olarak Platon insanı ele almaktaydı. İnsanın ne olduğunu tanımlamak, insan kavramının içeriğini belirlemek için önce varlıkları canlı ve cansız olarak ikiye ayırmakta ve insanı canlı varlıklar grubuna sokmaktaydı. Sonra canlı varlıkları veya hayvanları karada ve suda yaşayan varlıklar olarak ikiye ayırmakta, insanın karada yaşayan bir hayvan olduğunu söylemekteydi. Böylece ikili bölmeler yaparak ilerlemekte ve sonunda insanın bütün özelliklerini… ortaya koyabileceğine inanmaktaydı. (…)
Aristoteles
Aristoteles
ise bu akıl yürütme tarzına veya bilim yöntemine şu itirazı yapmaktadır: Bütün bu ikili bölmelerde kanıtlanan şey nedir? Birinci durumda insanın bir varlık olduğu, canlı veya cansız olduğu, ikinci durumda bir canlı veya hayvan olduğu, karada veya suda yaşayan bir varlık olduğu… O kadar! Bu akıl yürütmede yaptığımız ikiye bölmelerde, insanın neden ikinci gruba değil de birinci gruba girdiği, neden ikinci özelliklere değil de birinci özelliklere sahip olduğu ‘kanıtlanmamaktadır.’ Ona neden birinci gruba ait bir özelliğin yüklenip, diğer gruba ait özelliğin yüklenmediği gösterilmemektedir.”
Aristoteles'e göre maddeden tamamen bağımsız, saf akıl olan Tanrı;
Bu Tanrı ile ben­zeri özellikleri taşıyan gök kürelerini döndüren akıllar; nihayet daha önce de işaret ettiğimiz gibi insan ruhuna dışardan gelerek onu kuvve halinden fiil haline geçiren ve kendisi her zaman fiil halinde olan "Fa­al Akıl" dır. Fizikle ondan bir derece daha üstün olan metafizik veya te­oloji arasındaki fark da, zaten bundan ileri gelmektedir: Metafiziğin konusu fizikten farklı olarak aynı zamanda hem bağımsız bir varlığa sahip tözler olan, hem de hareketsiz olan bu tanrısal şeyler, saf Form­lar ve saf Akıllardır.
Sayfa 63 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
467 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.