Çok sevdiğim bir yazardan Türkiye macerası.
Hollandalı tüccar Van Mitten ve uşağı Bruno İstanbula gelirler çok susamışlardır fakat Ramazana ayına denk geldikleri için ne bir su ne bir tütün içebilmişlerdir... Bu iki kahraman akşamı beklemeye ve İstanbulu keşfe çıkarken aradıkları ve ortağı olan Keraban ağaya rastlarlar. (Yani ben böyle inatçı bir adam görmedim)... :))
Jules Verne İstanbuldan Trabzona Türkiyeyi çok güzel eğlenceli, komik,tarihi bilgiler, bol macera ve bir o kadar da duygusal anlamda kaleme almıştır ki Jules Verne her ne kadar Saint Michel adlı teknesiyle Türkiye den geçtiği söylensede, bunu doğrulayan bir belge olmaması, İstanbulu hiç ziyaret etmemesi karşısında o kadar iyi tasvir edip anlatmış ki hayran olmamak elde değil. (:
Ah Keraban ağa o vergiyi verecektin :))
İnsan kalbini anlamak zaten yeterince zorken özellikle de duygusuz, kapalı bir Hollandalının kalbi neler gizlemektedir, nasıl içine kapalıdır bilinmez.
Son zamanlarda vaktim oldukça Jules Verne'nin kitaplarını okuyorum. Hayatın getirdiği birtakım yoğunluklardan ve yüksek hava sıcaklıklarından ötürü Verne'nin okumak istediğim eserlerinden henüz birkaç tanesini okuyabildim. İnatçı Keraban da okumaya fırsat bulabildiğim Jules Verne eserlerinden yalnızca birisi. Konusu bir hayli ilgimi