İran Şiiri Antolojisi
Mehmet Kanarİran Şiiri Antolojisi Gönderileri
İran Şiiri Antolojisi kitaplarını, İran Şiiri Antolojisi sözleri ve alıntılarını, İran Şiiri Antolojisi yazarlarını, İran Şiiri Antolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yine bir kalp düştü ayaklarıma
Yine bir göz takıldı kaldı yüzüme
Yine bir savaşın kargaşası içinde
Benim aşkım soğuk bir kalbe baskın çıktı
...
Bana diyor, ey sıcak kucak
İşvelerinle mest et beni; sana divâneyim
Ben ona diyorum, hey yabancı
Vazgeç benden; sana bigâneyim
Sayfa 269 - YKYKitabı okuyor
Gönül huzuruyla nefes alıp,
geçiriyorum ömrümü.
Sayfa 189Kitabı okudu
Sohrab-i Sipihri
Belki de budur işimiz:
Nilüfer ile asır arasında
Gerçeğin sesi peşinde koşmak.
Sayfa 332Kitabı okudu
Sohrab-i Sipihri
Doğunca sabahları güneş, doğalım.
Uçurtalım heyecanları.
Fezá, renk, sedâ, pencere idrâkine nem çalalım.
Oturtalım gökyüzünü iki "varlık" hecesi arasına.
Doldurup boşaltalım ciğerlerimizi sonsuzlukla.
Sayfa 332Kitabı okudu
Sohrab-i Sipihri
Değil bizim işimiz gülün "sırrını" tanımak.
Bizim işimiz belki
Yüzmek gülün "afsun"unda.
Karargah kuralım bilgeliğin ardında.
Yıkayalım elimizi bir yaprağın "cezbe"sinde ve geçelim sofra başına.
Sayfa 332Kitabı okudu
Sohrab-i Sipihri
Kaldıralım perdeyi.
Bırakalım, hava alsın duygular.
Bırakalım, hangi çalının altında gecelerse gecelesin bülüğ
Bırakalım, oynasın hasın içgüdüler.
Çıkarsın ayakkabıları, uçsun çiçek mevsimlerinin peşinde,
Bırakalım, şarkı söylesin yalnızlık.
Sayfa 332Kitabı okudu
Sohrab-i Sipihri
Ölüm güvercinin sonu değil.
Ölüm ağustos böceğinin tersi değil.
Ölüm akmakta akasyanın zihninde.
Ölüm oturmakta düşüncenin hoş ikliminde.
Ölüm köy gecesinin zâtında sabahtan dem vurur.
Ölüm ağız ağıza gelir üzüm salkımıyla.
Ölüm kıpkırmızı hançerede öter.
Ölüm, sorumlusu kelebeğin kanadındaki güzelliğin.
Ölüm reyhan toplar bazen.
Ölüm votka içer bazen.
Oturur gölgeye, bakar bize bazen.
Ve biliriz hepimiz
Lezzet ciğerleri, doludur ölüm oksijeniyle.
Sayfa 331Kitabı okudu
Sohrab-i Sipihri
Ve sormayalım: Nerede ikbâl fıskiyesi?
Ve sormayalım: Neden mavi gerçeğin kalbi?
Ve sormayalım: Nasıldı meltemi, nasıldı gecesi ataların atalarının?
Geride yok canlı bir fezâ.
Kuş ötmüyor geride.
Rüzgâr esmiyor geride.
Sayfa 330Kitabı okudu