Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul'un Efsane Aşıkları 1: Telli Baba

İsimsiz Kitap

Fatih Duman

İsimsiz Kitap Gönderileri

İsimsiz Kitap kitaplarını, İsimsiz Kitap sözleri ve alıntılarını, İsimsiz Kitap yazarlarını, İsimsiz Kitap yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir şehir İstanbul gibi olmayacak benim için ve ben hiçbir şehirde İstanbul'da olduğum kişi olmayacağım.
Sayfa 109Kitabı okudu
Sen görmediğin her şeyi yok mu sanırsın? Var olup da görmediğin niceleri vardır. Aşk ki görülmez, bilinmez ve belki de hissedilmez olsa dahi vardır. Onun var olmaklığı insanın varlığından evveldir. Aşksız insana gönül zaten haramdır. Zira aşk dediğin gönlün zekâtıdır. Zekâtını vermeyen nasıl haram mal ile yaşar, nasıl ki boynunda borç ile gezerse aşksız gönlü taşıyan da aynı onun gibidir. Zekât malın kirini, aşk da gönlün kirini alır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Aşk dediğin vazgeçebildiği kadardır insanın, terk edebildiği kadardır. Aşkın için neyi terk edebildiysen ve sahip olduğun neden vazgeçebildiysen aşka merteben de o kadardır.
Sayfa 101Kitabı okudu
"Aşk" dedi, "uçmaya benzer lakin uçmayı değil konmayı bilmektir asıl olan. Yoksa aşk seni yerden yere vurur da ne olduğunu anlayamazsın. Yani ki aşk günaha da götürür, Allah'a da götürür. Gidilen yol aynıdır, varılan yer başka. Hepsinin adı aşktır, lakin aşka uçmak değil aşka konmaktır mesele. İnsanî olan aşka da aynı yoldan gidilir, ilahî olan aşka da. Lakin yol aynı olsa da menzil başkadır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Bakmak ve görmek aynı şey değil, bilmek ve anlamanın aynı şey olmadığı gibi. Akıl ve kalbin aynı şey olmadığı gibi... Zira akıl bildirir, gönül oldurur.
İnsan bir kez ağlamaya görsün; ne kadar hüznü varsa sinesinde, ne derdi varsa daha evvel ağlayamadığı hepsi bir olur da yaş diye düşer gözbebeklerine.
Reklam
Hem aşk anlatılacak şey midir? Aşk anlatılmaz, anlatılabiliyorsa aşk olmaz. Hem aşk iki kişilik dahi değildir. Sevdiğine sevdiğini söylemek zor şeydir.
Aşk sustuğun vakit daha bir ziyadeleşir gönlünde. Daha çok acıtır. Susmak aşkın ateşine bir körük vurmaktır; susmak acıya müptela, derde meftun, gama mecbur olmaktır. Aşık, sustuğu, sükut ettiği ve edebildiği kadar aşıktır.
"Peki ya bu acıyı nasıl ettin de unuttun?" diyebildim gözümden akan yaşları saklayarak. "Unutmadım" dedi, " unutmadım, alıştım!"
Sen hiç nedenini bilmediğin bir acıyla ve hiç bilmediğin bir şehirde, bilmediğin bir adamın sözleriyle yalnızlığınla kolkola yürüdün mü? Ben yürüdüm.
Reklam
Hayal etmek diye bir şey vardı ve bazı insanlar hayalleriyle yaşardı. Ben bu bahtiyar kullardan biriydim. Hayalimle, hayalimde ve hayal ederek yaşardım.
İnsan bir şeyi gerçekten isterse olurdu, olmalıydı ve olmamışsa eğer demek ki istememişti gerçekten.
İstanbul'un ne çok aşığı vardı, ne çok aşık vardı İstanbul'da, İstanbul'a aşık olanlar vardı. Aşk ona ne çok yakışırdı.
Lakin Türkler çayı bir başka severler. Çayı bir kutsal meymişçesine huşu ile ve kendi adabınca nuş ederler. İnce belli dedikleri ve illa ki çay içmek için imal edilmiş bardakları ve çay bardağının altına koydukları tabakları vardır. Hem çay öyle bir bardak içip de kifaf-ı nefs edecek bir mey değildir onlar için. Biri bitmeden biri hazır edilecektir. Sonra ağır ağır ve adabınca içilecektir. Hiçbir damlası ve hatta kokusu dahi heba edilmeyecektir.
Hani diyor ya bir eski zaman seyyahı "İstanbul'a bir bakışımı bütün bir cihana değişmem" diye, baş­ka bir cümle bulamıyorsun söyleyecek, sadece hayran kalıyor­sun.
302 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.