Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam'ın Siyasal Söylemi

Bernard Lewis

En Eski İslam'ın Siyasal Söylemi Sözleri ve Alıntıları

En Eski İslam'ın Siyasal Söylemi sözleri ve alıntılarını, en eski İslam'ın Siyasal Söylemi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Han ve hakan unvanları Türk ve Moğol kökenlidir, İslam'ın ilk döneminde İslam dünyasının Asya kıyılarında zaman zaman kullanılmaktaydı. Moğol fetihlerinden sonra önemi artmıştır. Moğol fetihleri ile birlikte önemi artan han unvanı yalnızca Cengiz'in soyundan gelen hükümdarlarca kullanılabilmekteydi. Tarihin büyük fatihlerinden Timurlenk bile hiçbir zaman han unvanını kullanmayı düşünmemiştir..
Sayfa 104 - Kronik KitapKitabı okudu
İslam hükümdarları için taç giyme ya da tahta çıkma törenleri yapılmazdı. Fakat halifelerin, daha sonra da sultanların halifeliğe ya da sultanlığa gelişlerinde bu olayı kutsamak ve kutlamak için yapılan belirli törenler vardı..
Sayfa 105 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Reis düz anlamıyla başkan ya da şef demektir. İslam öncesi günlere uzanan bir geçmişi var. Seyyid bir şeyh kadar yaygın bir kullanımı olmasa da kabile şefleri için kullanılırdı. İslam'ın ilk döneminde pek kullanılmamışsa da halifelik dönemi ile birlikte Müslüman olmayan cemaatlerin yönetimi için oluşturulmuş çeşitli servis ve yönetsel kuruluşların şeflerine bu unvan verilmeye başlanmıştır..
Sayfa 108 - Kronik KitapKitabı okudu
Zaim, modern dönemde yaygın olarak kullanılan Arapça bir terim Duce, führer, vozhd, caudillo ve çeşitli dillerdeki benzeri unvanlarda olduğu gibi karizmatik siyasal liderler için kullanılır..
Sayfa 109 - Kronik KitapKitabı okudu
Müslüman hükümdarların ve yöneticilerin hükmettikleri insanları genel olarak adlandırırken en çok kullanılan üç terimi belirtelim: raiyyet, tebaa ve muvatın..
Sayfa 111 - Kronik KitapKitabı okudu
İslam dininin eşitlikçi bir din olduğu söylenir ve bu, gündelik hayat açısından bakıldığında doğrudur da. 7. yüzyılın dünyasında İslam dini ortaya çıktığında dünyanın eşitlikçi bir dünya olmaktan çok uzak olduğu da doğrudur..
Sayfa 117 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Doğu dünyasında İslam öncesi İran'da ince ince işlenmiş, katı denecek kadar kurallara bağlanmış sınıf sistemine dayanan bir toplum yapısı vardı. Daha da doğuya gidildiğinde, toplumun kesimleri arasında daha da keskin sınırlar, ayrımlar koyan bir kast sistemine dayalı Hindu dininin Hint toplumu bulunuyordu. Batı dünyasında ise soyaçekime dayanan ayrıcalıklı bir aristokrasiyi temel alan toplumsal sistemler vardı. Hıristiyan dünyası bu sistemleri Greko-Romen dünyadan ve Cermen kabilelerinden devralmıştı. Bu sistemler bir anlamda Hıristiyan değerleri ve öğretisi ile yumuşatılmak istenmişse de tam olarak hiçbir yerde başarılamamış; devralınan bu miras olumlanmış, hatta daha da kapsamlı ve etkin hale getirilmişti. İslam ilkesi olarak, kas sistemini ve aristotasyayı hiçbir yerde, hiçbir zaman olumlu bulmamıştır..
Sayfa 117 - Kronik KitapKitabı okudu
Kast sistemi karşısındaki tutumunda İslam, kurumsal olarak da, uygulama düzeyinde de, tutarlı bir biçimde karşıtlığını hep sürdürmüştür..
Sayfa 118 - Kronik KitapKitabı okudu
İslam'ın aristokrasiyi reddedişinden söz etmek, kast konusundaki kadar kolay değildir. Bütün toplumlarda olduğu gibi, İslam dünyasında da başarılı kimseler iktidarlarını, servetlerini, ayrıcalıklarını çocuklarına aktarmanın bir yolunu bulabiliyordu..
Sayfa 118 - Kronik KitapKitabı okudu
İslam toplumundaki aristokrasi güçsüzdü ve çoğu kez de çok kısa ömürlü oluyordu. Bu aristokrasilerin çoğu peş peşe gelen fütuhatçılar tarafından yerlerinden sökülüp atılmakta; her gelen fetihçi kavim kendisiyle beraber yeni bir aristokrasi ve yönetici sınıf oluşturmakta; bir sonraki de bunu yıkmaktaydı..
Sayfa 118 - Kronik KitapKitabı okudu
165 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.