Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslami Hareketin Ahlaki Temelleri

Ebu'l A'lâ el-Mevdudi

İslami Hareketin Ahlaki Temelleri Sözleri ve Alıntıları

İslami Hareketin Ahlaki Temelleri sözleri ve alıntılarını, İslami Hareketin Ahlaki Temelleri kitap alıntılarını, İslami Hareketin Ahlaki Temelleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ancak doğru anlayış ve itikad olmazsa fıkıh meseleleri verimsiz kalacaktır; çünkü İslam’da doğru itikad olmazsa uygulama mümkün değildir. Eğer birisi hakikaten İslama inanmazsa, uygulamak için zahmete girmeyecektir. Onun için ibadetin hikmeti ve şeriatın hükümlerine inanmanın zaruretini öğrencilere açıklamak, namaz ve oruçtan daha mühimdir.
Sayfa 3
Küfür aynı zamanda bir zulüm, hem de zulümlerin en fecisidir. Zulüm nedir biliyor musunuz? Zulüm, her türlü kuvvet ve kudretin gaddarca kullanılmasıdır, eğer herhangi bir şeyi kendi hakiki varlığına, fıtri kabiliyetine karşı zorlarsanız o iş baştan başa zulümdür.
Reklam
Putları paramparça etmek gibi mübarek bir vazifeye sahip olan bu muhterem insanları putlaştırdılar.
Allah Teala’nın kanun ve tebliğlerine; ilahi mükafat ve ceza formülünü bilen ve bunlara itimad eden kimseye mü’min denir.
Sayfa 12
Allahu Teala, insanoğluna bahşetmiş olduğu bilgi edinme ehliyeti ve doğruyu eğriden ayırmak için düşünüp mukayese etmek kabiliyeti yanında, ona belirli ölçüde, hareket ve irade serbestisini de lutfetmiştir. İnsan için hakiki imtihan bu serbesti içinde mevcuttur, bilgisi, zekası, fark ayırma kudreti, irade ve hürriyeti hep bu çerçeve içinde denenmektedir. Zor kullanmak denemenin esas gayesini bozacağından, bu muhakeme ve imtihanda insan herhangi bir istikamette zorlanmamaktadır. Pek tabii olarak herhangi bir imtihanda, suallere muayyen cevaplar yazmaya zorlansanız, o imtihanın bir faydası olmaz. Ancak suallere kendi bilgi ve anlayışınıza göre serbestçe cevap vermeye müsaade edilirseniz, değeriniz tam manasıyla analaşılabilir. Cevabınız doğru ise imtihanı kazanır ve ilerdeki gelişmelere aday olursunuz. Eğer cevabınız yanlış ise o vakit başarısızlığınız gelecekteki gelişmeleri engelleyecektir. Dünyada insanın karşılaştığı vaziyet aynen budur. Allahu Teala ona, İslam ve küfür yollarından birini uygun bulmak ve istediği hayat tarzını seçmekte hür kalabilmek üzere hareket ve irade serbestisi vermiştir.
Sayfa 10
"İnsan medeniyetinin yönü güç ve kudret merkezlerini kontrol edenler tarafından belirlenir."
Sayfa 19 - İnkılâb YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bugün dünyada gördüğümüz her türlü zulüm, fesat, azgınlık ve insan ahlakındaki başıboşluk, medeniyet damarlarında dolaşmakta olan kahredici zehir, yeryüzündeki tüm araçların ve beşeri ilimler neticesinde ortaya çıkan bütün aletlerin insanı yok etmek için kullanılması, bu malzemelerin insanlığın saadeti yerine ve kurtuluşu yerine yıkılması için kullanılması bütün bunlar yeryüzünde idarenin Allah’tan uzaklaşmış ve topyekün maddeye tapmaya başlamış kimselerin elinde olmasındandır. Bu aşağılık, dünyanın arzularına kaplanmış kişilerin elinde olmasındandır.
İslam, insanı kendi şahsında salih bir kul yapmakla yetinmez. Onun feevkinde insanı “hayır anahtarı, şerrin engeli” haline getirir. Yani İslam yeryüzünde hayrın yayılmasını ve şerrin kaldırımasını insana terkeder.
Başarıya giden yol
Eğer bir şahısta, irade kuvveti, işin peşini bırakmamak, azim, atılım, sabır, sebat, temkin, zorluklara tahammül, gayret, cesaret, kahramanlık, faaliyet, şiddet, kuvvet, gayeye ulaşma şevki, gerçekleştirmek istediği şey uğrunda her şeyini fedaya hazır olmak, kararlılık, ihtiyat, işlerin sonunu görebilme, düzenli çalışma, görev duygusu, mesuliyet hissi, çeşitli durumlarda tavır alma gücü ve durumu uygun şekilde idare edebilme kabiliyeti varsa şartlara ve imkanlara göre iş çevirebilme yeteneği, his, arzu ve isteklerine sahip olabilme gibi vasıflara sahipse ve insanları cezbedip gönüllerini fethedebiliyor kendini onlara sevdirebiliyor ve onları ihtiyaç duyduğu anda istihdam edebiliyorsa, bu sıfatları haiz olan şahıs mü’min de olsa kafir de olsa, salih de olsa facir de olsa başarıya ergeç erecektir.
Bazı kimseler “rehber olarak peygambere ihtiyacımız yoktur, doğru yolu kendi kendimize bulabiliriz” derler. Bu da sakat bir görüştür. Geometri okumuşsanız; iki nokta arasında ancak bir tane doğru yol bulunabileceğini ve çizilecek diğer bütün hatların eğri olacağını veyahutta o noktalara varmıyacağını bilirsiniz. İslam lisanında “Sırat-ı Müstakim” tabir olunan doğru yol meselesi de aynıdır. Bu geçit insandan başlayıp, doğruca Allahu Teala’ya gider; ve bunun ise ancak ve ancak tek ve yegane yol olduğu açıktır.
Reklam
Gerçek takva, kişinin kalbinin Allah korkusuyla ve ona kulluk duygusuyla nurlanmış olmasıdır. Kıyamet gününde Rabbinin huzurunda duracağını çok iyi bilmesi ve kavramış olmasıdır. Ve kesinkes bu dünya hayatının imtihandan başka bir şey olmadığını ve Allah’ın kendisini belli bir zaman için dünyaya gönderdiğini çok iyi idrak etmesi ve daimi olan geleceğinin tek bir şeye inhisar ettiğini bilmesidir.