İsmail
Reha Çamuroğluİsmail Gönderileri
İsmail kitaplarını, İsmail sözleri ve alıntılarını, İsmail yazarlarını, İsmail yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"yoksulluk zulme benzer, yoksulluk zulm üretir, bilmez misin Necm? Bana zaferimin tanımını verdiğinde, son ucu dünyadan zulmü kaldırmak diyen sen değil misin? Yoksulluğu kaldırmadan zulmü nasıl kaldırırım?” İsmail de bu bağlantıyı şimdi konuşurken kuruyordu, yoksul mahallerinde dolaşırken acıma duygusunun yarattığı zihni mesele, şimdi onun kendi göreviyle doğrudan ilişkili bir mesele haline gelmişti, devam etti: “Yani şimdi ben bütün dünyanın şehirlerini zapt etsem, bütün dünyanın burçlarına Ehl-i Bcyt’in bayrağını diksem, bu mesele azalmaz, bunu mu demek istiyorsun Necm?” diye sordu. “Evet," dedi Necm, “tam da bunu söylüyorum. ....
.... Yoksulluğun kaynağı biziz İsmail, senin bağlantınla, zulmün de kaynağı biz oluyonız böylece.” “O kadar uzun boylu değil,” diye itiraz etti İsmail. "Nasıl peki?” diye sordu Necm. "Sen de söyledin ya,” dedi İsmail, “bu işin bir son ucu var, orada düşmanlıklar bitecek, kılıca da, ordulara da gerek kalmayacak.”"Bu,” dedi Necm, “Hazreti Mcvlana’nın denizler ötesi dediği yer. Ama böyle bir yer yok. Buna sen inanıyorsun ama, böyle bir yer hiç olmayacak. Sen zannediyorsun ki, bütün dünyaya bayrağını diktiğinde, her yer dikensiz gül bahçesi olacak, o zaman kılıçları satıp yoksullan doyuracağız. Bu güzel bir masal, İsmail. Ama bir masal, o kadar. Senelerdir sana bunu anlatmaya çalışıyonım. Bu senin dediğin olsaydı, dünyaya gerek kalmazdı ki. Kimse zulmetmezdi, kimse günah işlemezdi, kimse kötü bir şey yapmazdı ve dünya da sınav yeri olmazdı. O zaman dünyaya ne gerek?
Sayfa 197 - OmKitabı okudu
Zulüm yok olmaz. Kimse bu dünyadaki zulmü yok edemez. O zaman cennete gerek kalmazdı, buranın adı da cennet olurdu. Niçin dünya bir sınanma yeridir denmiş, eğer dünyada zulüm olmasaydı, herkes mecburen nuru seçerdi. Sence bu bir sınanma olur muydu?
Sayfa 84 - OmKitabı okudu
aynı bade gibi beni alıp zevklere taşıyor. Ama çok içtiğinde hani bir nokta vardır, sen mi badeyi içersin, yoksa bade mi seni, belli değildir, burada da öyle bir şey var. Bu lezzeti alman için kendini tam anlamıyla teslim etmen gerekiyor. Onun için kadınları görünce uzaktan bakıyorum, sanki başka bir âlemde yaşıyorlar gibi geliyor bana. Bulut gibi dolaşıyorlar bu dünyada ve sana itiraf edeyim, beni korkutuyorlar
Sayfa 214Kitabı okudu
İsmail’in gözü ve inancıyla anlatıyorsa ?demek!!
Osmanlı hükümdarı Bayezid uyuşuk, idaresiz bir adamdı ve halk çok huzursuzdu. Dini düzenleri belirsizdi ve gerek Rum ülkesinde, gerek diğer ülkelerinde pek çok "Ali dostu," bulunuyordu.
Eğer hızlı bir darbeyle Osmanlı edilirse, ehlibeyt dostlarının hiçbir ciddi rakibi kalmaz, eğri Müslümanlanın doğru yola gelmekten başka bir seçeneği kalmazdı
Sayfa 210Kitabı okudu
Allah Muhammed(sa) Ali(ra) desturuyla şarab ziyafeti
Fırsat eline geçmiş ken bunu kaçıramazdı. Dedebey'e döndü ve gözleriyle badeyi kutsamasını istediğini belirten işaret yapti. Dedebey çaresiz ve bade kadar kıpkırmızı bir yüzle gerekeni yaptı. Şarap artık dem olmuştu.
Cemal'in doldurduğu kaseyi eline alan İsmail, "Allah, Muhammed, Ali" dediği üç yudumla süt içen bir çocuk rahatlığıyla boşalttı. Cemal ikinci kâseyi hemen doldurduğunda Dedebey İsmail'in kulağına eğilmek zorunluluğunu hissetti,
"Şeyhim, dem ağır ağır alınırsa tadına varılır," dedi. Allah'a şükür, İsmail bu öğüdüne uymuştu
Sayfa 180Kitabı okudu
Şarab ve kadın
İsmail de bu kız endamlı sürahideki kırmızı sıvının ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Daha önce de defa- larca muhabbet sofralarına baskın verdiği müritlerinin bu kırmızı sıvıyla dolu toprak kadehleri nasıl el çabukluğuyla örtü altlarına, cepken içlerine "sır ettiklerine" şahit olmuştu. Bu saklama davranışını bir saygı hare- keti olarak yorumlamış, bu nedenle kendisinden bir şey saklandığında duyduğu kızgınlığı duymamıştı
Sayfa 179Kitabı okudu
Ehli beyte yakıştırılan
Dedebey'in dizi yanına bıraktığı bu gerçek- ten güzel sürahinin şarapla dolu olduğunu biliyordu. Dedebey'i öfkelendiren, bunun bu kadar aleni yapıl- masıydı. Burada Dedebey'e göre aleniliğin, haddini aşmışlığının ölçüsü, bu davranışın şeyhlerinin yanında yapılmış olmasıydı
Sayfa 179Kitabı okudu
Yedi derviş bir posta oturur ,iki hükümdar dünyaya sığamazmış(iran atasözü)