İstanbul'un Gözleri Mahmur kitaplarını, İstanbul'un Gözleri Mahmur sözleri ve alıntılarını, İstanbul'un Gözleri Mahmur yazarlarını, İstanbul'un Gözleri Mahmur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“üç yaşında babasını yitirdiği günden beri
dünya üstündeki gezintisini
kısa sürdürmeye karar vermişti sanki
büyütüldüğünde akraba evlerinde
hep bir konuk kadar iğreti”
“dayandı bir süre şarkıların anısıyla yaşamaya
rehine konuldu
öyle yalnızdı ki yakılırken
kurşuna dizilen bir asker gibi gururla
kimseler duymadı iniltisini bir daha”
“bilen bilir
bin dokuz yüz elliden sonra
önce yollar açıldı İstanbul’da
ve o yollar uzadı anadolu’ya
öyle bir güç oldu ki anadolu’dan istanbul’a İstanbul öyle bir yıkıldı ki kırk yılda
sığdırmak için
yeni İstanbulluyu bağrına
ve kuruldu sonra betonlarla
anlatılamaz
dede korkut da anlatamaz
evliya çelebi de
bunca yıkım sığmaz bir destan boyutlarına hiçbir kent böyle değişmemiştir
hiçbir sarsıntıyla
ve hiçbir ulustan kimse
teslim etmemiştir evini
yıkıcıya böylesine gururla”
Şimdi bu kitapla ilgili şöyle bir şey var. Daha doğrusu konuyu bu kitaba getirmeden önce bu daha genel geçer bir şey bana göre. Bir süredir kitap okuyanların da az çok farkedebileceği üzere, her kitap her zaman okunmaz. Her şeyin bir vakti her şeyin bir zamanı vardır. Ta ki bunu en net bir şekilde gözlemleyebileceğiniz alanlardan biri okuyacağınız
Nazım'ın Memleketimden insan manzaraları adlı harika kitabına nazire yaparcasına, en az onun kadar harika bir kitap. Baştan sonra İstanbul kokan hüzün dolu hikayelerin şiirsel bir ustalıkla anlatımı ile zaman yolculuğu yapıyorsunuz kitabı okurken.
Eski İstanbul ve günümüzde çoktan yok olmuş İstanbul insanı ve onun kendine özgü yaşantısını konu alan öykülerden oluşuyor kitap. Bu öyküler düz öyküler şeklinde değil de şiirsel olarak yazılmış. Bu şekilde öykünün etkisi daha da artmış. Her hikaye kendi içinde ayrı bir hüzün barındırdığından, bu şiirsellik sanki bir ağıt olmuş, her hikâye sonunda feryat ediyor adeta. Osmanlı son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarından kesitler şeklinde olan hikayeler dönemin aynası olmuş. Bazı bazı yazar günümüz İstanbul'u ile kıyaslayarak bir nevi eleştirel bir günah çıkarmada bulunmuş. Okurken bir İstanbul sevdalısı olarak çok zevk aldım, bahsi geçen her kişinin ardından yakınım gibi üzüldüm, o dönemlerde yaşayamadığıma isyan ettim.