Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İzdiham - Sayı 2 (Eylül 2008)

İzdiham Dergisi

İzdiham - Sayı 2 (Eylül 2008) Sözleri ve Alıntıları

İzdiham - Sayı 2 (Eylül 2008) sözleri ve alıntılarını, İzdiham - Sayı 2 (Eylül 2008) kitap alıntılarını, İzdiham - Sayı 2 (Eylül 2008) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendimizi yok edişimize `
"Sahi akşam dönünce, kendimize içelim Kendimize bir çalımımız olsun."
Sayfa 31 - Eylül 2008 / *Nehir AmaraKitabı okudu
"Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine..."
".. Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha
Sayfa 28 - Eylül 2008 / *Jorge Luis BrogesKitabı okudu
Reklam
"Herkes ölümden korktuğu hâlde, ben yaşadığım için kendimden utanıyorum."
Sayfa 7 - Eylül 2008 / *Ezra PoundKitabı okudu
"Üstüme kapandıkça dünya, Bir elif miktarı uzuyor yalnızlığım..."
Sayfa 31 - Eylül 2008 / *Mustafa UçurumKitabı okudu
Dünya böyle devr-i daim ediyor...
"Birileri doğar, büyür, doğurur, çoğalır, konuşur, gezer yer, kırar, yıkar, gider... Birileri de doğar, büyür, düşünür, üretir, karşı çıkar, yıkar, yapar ve iz bırakır. Şu bir gerçek ki itaate mahkum, -anlamından bihaber- 'muhalif' kelimesinden bile ürperti duyan yığınlar ezilmeye mahkumdur. Ruhunda başlattığı inkılabı insanların hizmetine sunamayanlar, birbirlerinin ellerinde oyuncak olmaya devam edecektir. Tanrı emretti, insanlar itaat etti. İnsanlar emir buyurdu, yığınlar itaat etti. İşte o zaman... Yığınlar itaat edin! Tanrım! Bize merhamet etme!"
Sayfa 19 - Eylül 2008 / *Zeliha YurdaerKitabı okudu
"Cinayet her zaman açık ve direkt biçimde gerçekleşmez; ince ve örtük formlarda da gerçekleşir. Önce güçten düşüren, umutsuzluğa sevkeden, bağımlı kılan ve yavaş yavaş öldüren; işlevsizliğe mahkum eden Kabiller, türlerinin en sinsileridir. .. Halklarının sürgün eden; vatandaşlarını duymayan, görmeyen, konuşmayan düşünmeyen hayaletlere dönüştüren devletler, siyasetçiler... Başka türlü düşünen, inanan ve hatta giyinenleri işlevsizliğe mahkum etmeye çalışan insanlar... Yeryüzü kaynaklarının etrafına sinek gibi üşüşen kan emici sinekler... Hepsi, hepsi Kabildiriler; cinayetleri ise bize yönelttikleri sorulardır. Sorarlar: 'Biz yeni tanrılarınızız, bize boyun eğecek misiniz?'"
Sayfa 11 - Eylül 2008 / *Dilek AkıcıKitabı okudu
Reklam
.. Bana delik deşik bir yürekle  Pası küflü, çürümeyi söyle.  Yangın yerlerinin katran gözyaşlarını,  Bana göçüğün kırık kemiklerini,  Sancısını suyun, rüzgarın yırtık yerini  Ve bunlardan payına düşeni söyle.  Ne kadarı kaldı babandan,  Sen ne ekledin üstüne,  Acının sana getirdiği ürem ne?  Şair bana mutluluktan söz etme... ..
Sayfa 17 - Eylül 2008 / *Metin AltıokKitabı okudu