Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Politikacının Portresi

Joseph Fouché

Stefan Zweig

Joseph Fouché Sözleri ve Alıntıları

Joseph Fouché sözleri ve alıntılarını, Joseph Fouché kitap alıntılarını, Joseph Fouché en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fransız devrimi ve “giyotin”sahneye giriyor
“Lyon Meclisi devrimin en insancıl aleti olan “giyotini” ilk kez bir devrimcinin üstünde deniyordu .Ancak alet daha önce denenmediği için Chalier’nin idamı korkunç ve müthiş bir İşkenceye dönüşür.Ucu kör balta 3 kez iner ,ancak mâhkumun ensesine isabet etmez.Ve mâhkûm kanlar içinde can çekişerek öldürülür.Bu olay devrim için intikamın bir katalizörü ,kâtiller için “Medusa” başı olur çıkar.
... anne ve babası, “Böyle nazik bir fidanla ne yapacağız?” diye endişelenirdi; çünkü 1770 yılının Fransası’nda aydınlanmış ve ilerlemek için sabırsızlanan insanlara henüz yer yoktu. Mahkemelerde, yönetim kademelerinde, her türlü memuriyette ve tüm resmî dairelerde en önemli mevkiler soylulara verilmekteydi; sarayda çalışmak için asalet unvanı ya da iyi bir baronluk gerekliydi, askeriyede bile orta sınıftan bir vatandaş, saçlarını da ağartsa, ancak onbaşılığa kadar gelebiliyordu. Toplumun en alt kesimi bu kötü ve kokuşmuş kraliyet yönetiminin hiçbir kademesinde yer alamıyordu; işte bu nedenle, insanların yıllarca el açarak adeta dilenip de elde edemedikleri haklarını çeyrek yüzyıl sonra yumruklarını kaldırarak talep etmeleri hiç de şaşırtıcı değildir.
Reklam
Bu ikisi ilk kez karşı karşıya gelmiştir: Her ikisi de birbirlerini dikkatle süzer ve kendi amacı için uygun mu diye tartar. Her ikisi de birbirlerinin üstün yönlerini fark eder. Fouché, iktidar için yaratılmış Bonaparte’ın inanılmaz dinamizmindeki karşı konulmaz iktidar dehasını derhal fark eder, Bonaparte da yırtıcı hayvanlara özgü keskin bakışlarıyla Fouché’nin, yararlanabileceği, her işi yaptırabileceği, her şeyi çarçabuk kavrayabilecek ve büyük bir enerjiyle eyleme geçirebilecek bir yardımcı olabileceğini görür hemen.
Zweig’ın, “hoşlanmadığım bir kişi” dediği ve “karaktersizlik konusunda olağanüstü inatçı” biri olarak tanımladığı Fouché’ye ilgi duymasının nedeni, Balzac’ın Fouché’ye duyduğu saygı ve onun hakkında söylediği, “Napoléon’dan daha fazla güce sahipti,” sözleri olmuştur.
Halk dışarıda, koridorlarda toplanmış merakla temsilcilerini inceliyordu. Kurucu Meclis’in yedi yüz elli üyesi ağır adımlarla saraya giriyordu, toplumun her sınıfından ve her meslekten insanın oluşturduğu ender bir karmaydı bu: İşsiz avukatlar, ünlü filozofar, kiliseden ayrılmış papazlar, başarılı subaylar, başarısız maceraperestler, ünlü matematikçiler ve büyük şairler yan yanaydı. Bütün Fransa’da Devrim’le birlikte her şey çalkalanan şişe gibi tepetaklak olmuş, en alttakiler en üste çıkmıştı.
Çünkü iktidar Medusa’nın yüzü gibidir, ona bir bakan, bakışlarını bir daha başka bir yöne çeviremez, büyülenmiş, bağlanmış gibi kalır. Yönetmenin ve emir vermenin sarhoşluğunu bir kez tatmış olan, bir daha vazgeçemez ondan. Kendi isteği ile ayrılan birini bulmak için tarihin sayfalarını çevirelim: Binlerce, on binlerce kişi arasında Sulla ile V. Karl dışında milyonlarca insanın kaderi ile oynamak gibi kötü bir zevkten doymuş ve aklı başında olarak ayrılan bir düzine insan göremeyiz. Kumarbazın kumardan, sarhoşun alkolden ve vahşi avcının avlanmaktan vazgeçmeyeceği gibi Fouché de politikadan vazgeçemez.
Reklam
Yemediği küfür sözü kalmamış
...ona atfedilmeyen tek bir sövgü sözcüğü bile kalmamıştır...
“Ona yirmi dört saat,ekseriya sadece bir saat,çok kere bir dakika kanaatlerinin bayrağını bir tarafa atmaya ve çağlayarak bir başka bayrak açmaya yeter.O bir düşünce ile değil,aksine zamanla yürür.Zaman ne kadar hızlı koşarsa o da arkasında o kadar hızlı koşacaktır.”
Bu eşsiz figürü gerçek büyüklüğü ile gören, kendisi de büyük bir şahsiyet olan tek bir kişi vardı: Balzac. Yaşadığı dönemin sadece görünen sahnesine değil, kulis arkasına da bakabilen bu yüksek ve zeki ruh, hiç tereddüt etmeden Fouché’yi yaşadığı yüzyılın psikolojik açıdan en ilginç karakteri olarak tanımlamıştır. İster kahramanca olsun, ister bayağı, tüm tutkuları kendi duygularının kimyasında tamamen eşit değerde görmeye alışkın olan, Vautrin gibi kusursuz bir suçluya da, Louis Lambert gibi bir ahlak dehasına da aynı gözle bakabilen, ahlaklı olanla olmayan arasında hiçbir zaman ayrım yapmayan ve insanı sadece iradesinin değeriyle ölçerek tutkularının yoğunluğuna önem veren Balzac, Devrim ve imparatorluk döneminde en çok aşağılanan ve hakaret edilen bu insanı, kasıtlı olarak itildiği karanlıktan çekip çıkarmıştır.
İçtim güç kadehinden, sarhoş olmamak elde mi?
Gittikçe Caesarlaşan ve kendini hep haklı gören İmparator’a karşı elbette açıkça karşı çıkılamaz ve uluorta karşıt fikirler söylenemezdi; çünkü Tuileries Sarayı’nda candan dostluk ve insanların birbiriyle özgürce konuşmaları çoktan rafa kaldırılmıştı; birlikte savaştığı can dostlarının ve hatta erkek kardeşlerinin bile kendisine “sir” diye hitap etmesini isteyen ve karısı dışında hiçbir ölümlünün senli benli konuşamadığı Napoléon artık bakanlarının kendisine akıl vermesini istemiyordu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.