Zehra ölürse mezarıma anam gelmesin...
Zehra, çok güzel bir isim. İlerde kızım olursa adını Zehra koymak en büyük hayalim...
80'li yıllar, aynı dünya aynı yaşam, bir de Zehra var. Kara gözlü kara kaşlı. Nerden bilebilirdi ki küçük yaşta, kanunların ve yaşamın 'çocuk' olarak nitelendirdiği bir beden en büyük acıyı yaşayacağını? Cahillik ne büyük canavar ki girdiği yeri, mekanı en büyük kederlere sürüklüyor. Düşünceleri en umulmaz uçurumlara, geri dönüşü olmayan yanlışlara sevkediyor. Ensest ilişki şüphesiz insanlık tarihinin en karanlık tablolarından bir tanesidir. Dram, acı, hüzün hepsi birleşmiş, yaraladığı insanı ömür boyu, bedenen, en çok da ruhen harap ediyor.
Kadınlar... Taciz, tecavüz, dayak, cinayet... Bütün kötülükler en çok onları yakalıyor, en çok onları yargılıyor adeta, bitiriyor bedenleri. Küsmüş Zehram, Dünya'ya, hayata, çiçeklere, bizlere... Genç yaşta omzuna binen yükler soldurmuş gülen yüzünü, ipek saçları taranmaz olmuş. Erkekler... Güçlü, paralı, heaytt diyen biz erkekler... Bırakın şu kadınları, dokunmayın onlara, düşün yakalarından!...
Ne diyebilirim ki başka? Tecavüze uğramış bir kadına neyi anlatabilirim? Erimiş kalbini nasıl hayata döndürebilirim? Elimi uzatsam ona, tutar mı sanıyorsunuz? En güzel, en güçlü sözleri, şiirleri söylesem, duyar mı sanıyorsunuz? Pahalı elbiseler, orkideler, ayakkabılar güldürebilir mi O'nu? O ve bütün kadınlar bir şey ister sadece: Sevgi... Dürüst olalım yeter...
............Zehra ve bütün acı çekmiş kadınlara gelsin.........