Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Kadınlar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kadınlar sözleri ve alıntılarını, en eski Kadınlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayakkabı
1919'da, devrimci Rosa Luxemburg Berlin'de katledildi. Katiller onu dipçik darbeleriyle öldürüp bir kanalın sularına attılar. O esnada ayakkabısının teki yere düşmüştü. Bir el ayakkabıyı çamurun içinden aldı. Rosa ne özgürlük adına adaletin, ne de adalet adına özgürlüğün feda edildiği bir dünya istiyordu. Bir el her gün, tıpkı o tek ayakkabıya yaptığı gibi, bu bayrağı da çamurun içinden çıkarıyor.
*Sel YayıncılıkKitabı okudu
"Kitap yıllar öncesinden, bambaşka bir ülkenin insanını taa içinden kucaklatır sabah sabah."
Reklam
Mata Hari
1876'da Mata Hari doğdu. 1917'de ölüme mahkum oldu. Dünyanın en çok arzulanan casusu, kurşuna dizme mangasına veda öpücükleri gönderdi. On iki askerden sekizi, atışı ıskaladı.
Bir kadın her zaman bir kadındır, yani bir deli.
Sayfa 101 - Rotterdamlı Erasmus ne dediğini biliyordu:Kitabı okudu
Bingenli Hildegard, insanı kirletenin regl kanı değil savaş kanı olduğuna inanıyor ve açık bir biçimde dünyaya kadın olarak gelmiş olmanın mutluluğunu yaşamaya davet ediyordu.
şehrazat
Sultan, kendisine ihanet eden birinden intikam almak için hepsinin kellesini uçuruyordu. Şafak vaktinde evleniyor, gün batımındaysa dul kalıyordu. Kadınlar birbiri ardında önce bekaretlerini sonra da kellelerini kaybediyorlardı. İlk gece sonunda hayatta kalmayı bir tek Şehrazat başardı ve daha sonra her yeni gün için yeni bir hikâye anlatarak yaşamaya devam etti. Birilerinden dinlediği, okuduğu ya da uydurduğu bu hikâyeler kellesini kurtarmasını sağlıyordu. Onları ay ışığından başka bir ışık almayan yatak odasının loşluğunda alçak sesle anlatıyordu. Anlatmaktan keyif alıyor ve keyif veriyor ama çok dikkatli hareket ediyordu. Bazen, hikâyenin tam ortasında, Sultan’ın boynunu incelediğini hissediyordu. Eğer Sultan sıkılırsa, onun için her şey bitecekti. Ölüm korkusundan anlatı üstatlığı doğdu.
*SEL YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Modern romanın ortaya çıkışı
Bin yıl önce iki Japon kadın sanki bugünmüş gibi yazdılar. Jorge Luis Borges ve Marguerite Yourcenar’a göre hiç kimse asla Murasaki Shikibu’nun Genji’nin Hikâyeleri adlı, erkek maceralarının ve kadınların aşağılanmasının usta işi bir yorumu olan eserinden daha iyi bir roman yazmadı. Diğer Japon, Sei Shônagon da, bin yıl sonra övülmenin onurunu Murasaki’yle paylaştı. Yastıkname adlı eseri, sözcük anlamı fırçanın akışına göre demek olan zuihitsu tarzının doğmasına yol açtı. Küçük hikâyelerden, notlardan, düşüncelerden, haberlerden, şiirlerden oluşan çok renkli bir mozaikti bu tarz: Darmadağınık görünen çok çeşitli bu parçacıklar bizi o döneme davet ediyor.
*SEL YayıncılıkKitabı okudu
Anlatma tutkusu
Marcela, Kuzey’in karlı coğrafyasında bulundu. Oslo’da bir gece, şarkı söyleyen ve anlatan bir kadın tanıdı. Kadın, iki şarkı arasında güzel hikâyeler anlatıyor ve bunu, çaktırmadan fal bakan biri gibi küçük kâğıtlara göz ucuyla bakarak yapıyordu. Oslolu kadın, her tarafında cepler olan devasa bir etek giyiyor, bu ceplerden birer birer kâğıt parçacıkları çıkarıyordu. Her kâğıt parçacığında güzel bir hikâye, bir temelin üzerinde yükselen bir öykü ve her birinde, büyücülük marifetiyle bir kez daha yaşamak isteyen insanlar vardı. O bu şekilde unutulmuşları, ölüleri diriltiyor ve eteğinin derinliklerinden, yaşayarak ve anlatarak yoluna devam eden insanoğlunun yolculukları ve aşkları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyordu.
*SEL YayıncılıkKitabı okudu
Tituba
Güney Amerika’da daha çocuk yaşta avlandıktan sonra pek çok kez alınıp satılmış ve Kuzey Amerika’nın Salem şehrine gelene dek birçok sahip değiştirmişti. Köle Tituba orada, o püriten mabedinde, muhterem peder Samuel Parris’in evinde hizmet ediyordu. Muhterem pederin kızları ona bayılıyorlardı. Tituba onlara hayalet hikâyeleri anlatınca
Sayfa 10 - *SEL YayıncılıkKitabı okudu
Tanrıların kadınları
1939 San Salvador de Bahia Kuzey Amerikalı antropolog Ruth Landes Brezilya’ya geliyor. Irkçılığın olmadığı bir ülkede siyahların hayatını yakından tanımak istiyor. Rio de Janeiro’da Bakan Osvaldo Aranha tarafından kabul ediliyor. Bakan ona, zenci kanıyla kirlenmiş olan Brezilyalı ırkını temizleme niyetlerinden bahsediyor, çünkü hükümete
*SEL YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sözcüğün üzerine pencere
Magda Lemonnier, gazetelerden sözcükleri, her boyuttan sözcükleri kesiyor ve onları kutularda saklıyor. Kırmızı kutuda öfkelileri, yeşil kutuda sevgi dolu sözcükleri. Mavi kutuda tarafsızları, sarı kutuda hüzünlüleri saklıyor. Saydam kutuda ise sihirli olanları. Bazen kutuları açıyor ve sözcükler istedikleri gibi karışsınlar diye, hepsini masanın üzerine boşaltıyor. İşte o zaman sözcükler ona olan biteni anlatıyor ve olacak olanı haber veriyorlar.
*SEL YayıncılıkKitabı okudu
Kehanetler
Peru’da bir falcı kadın üzerimi kırmızı güllerle kapladı ve yazgımı okudu. Ardından müjdeledi: “Bir ay içinde, bir onur ödülü alacaksın.” Güldüm. Bana çiçekler ve başarı kutlamaları sunan o meçhul kadının sonsuz iyiliğine güldüm ve komik tarafı neresi bilmediğim onur sözcüğüne güldüm, çünkü aklıma eski bir mahalle arkadaşım geldi. Çok cahil ama doğrucu bu arkadaş parmağını kaldırarak sık sık şöyle bir hüküm veriyordu: “Yazarlar er ya da geç burjuvalaşırlar.” İşte bu yüzden güldüm, falcı kadın da benim gülmeme güldü. Bir ay sonra, tamı tamına bir ay sonra, Montevideo’da bir telgraf aldım. Telgraf, Şili’de bana bir onur ödülü verildiğini haber veriyordu. Bu José Carrasco Ödülü’ydü.
*SEL YayıncılıkKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.