“Her şeye vaktinden önce ya da tam vaktinde üzülmeye başladığım için, o kaçınılmaz gün gelip çattığında soğukkanlı bir cerrah gibi bakıyorum dünyaya: Hadi bir an önce açıp, acıyı söküp kapatalım... ”
“insanoğlu somut ve sınırlı zaman diliminde acının hakkım teslim etmekte cimri davranıyor.
Ajfediciliği ya da kendini sorgulayıcı nedense hep ölüme paralel. Hatta çoğu zaman ölümden sonraya denk düşüyor. ”
Acılarımızdan utanalım istiyorlar. Zayıflıklarımızdan utanalım... Hata yapmaktan korkalım istiyorlar...
Mümkün mü?
Aşkla ve acıyla ve hayatla görülecek hesabın daha çok başındayız.
Acının defterini şimdilik kapatıyorum.
Artık "umut" tan konuşmaya ne dersin?