Kandırma Dansı
Harriet LernerEn Eski Kandırma Dansı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Kandırma Dansı sözleri ve alıntılarını, en eski Kandırma Dansı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başımızı belaya sokan da adlandıramadığımız ve üretken bir biçimde başkalarına iletemediğimiz söze dökülmeyenlerdir; yalan ise o belanın yalnızca tek bir ifade şeklidir.
Sayfa 12Kitabı okudu
Lezbiyenliğin açıkça itirafına bir yorum
Stratejik mi? Yaşam bir satranç oyunu değildir. Öyle zaman olur ki, stratejiye , neyin ne işe yaradığına ve kimin ne düşüneceğine kafa yormaktan vazgeçersin."Yeter artık!" demek zorundasın. Kendin olmak zorundasın şimdi.Lena'nın çıkış noktası bu. O, gizlenmenin ötesinde. Hepimizin serbest olacağı varsayımsal bir adil dünyayı beklemenin ötesinde. O dünyayı, onu şimdi yaşayarak yaratıyor.
Sayfa 33Kitabı okudu
Bu kurala göre biz kadınlar, kendi gücümüzden ödün vererek, erkekleri ve onlarla aramızdaki bağları güçlendirmek zorundaydık, çünkü başka türlü yapmak ya da kendimiz olmak , dişiliğe aykırı, itici, hadım edici, yıkıcı ve hatta erkeklere yönelik yaşamsal bir tehdit olarak görülüyordu.
Sayfa 48Kitabı okudu
Kendine ihanet etmeyi neredeyse dişilik erdemi sınıfına sokarak neden küçültür ya da yumuşatırız?
Olumlu düşün ya da olayların iyi yanını gör gibi inandırıcı olmayan telkinler bizi bedenlerimize ve bilinçaltımıza yabancılaştırır; saklı ya da yitik olanı ortaya çıkarmaktan çok, duygusal karmaşayı gizlemeye hizmet eder.
Sayfa 110Kitabı okudu
Çocuklar bilginin saklı tutulduğunu sezerlerse, akılları karışıp tedirgin olur, güven duygularını yitirir ve sonuçta sık sık kendilerini suçlarlar.
Sayfa 125Kitabı okudu
Paylaşılan bir deneyimin kabulü, kendimizi patolojik duruma sokmamızı engeller. "Benim nerem kusurlu?" demek yerine, "Kim demiş? " "Hangi insan topluluğu bize bu gerçekliği yakıştırmış?" "Bu onların ne işine yarıyor? Buna inanmaktan vazgeçersek ne olur?" gibi soruları sormaya başlayabiliriz.
Sayfa 46Kitabı okudu
Psikanalizde - yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi- sezgi ve özbilinç, kişinin kendini değersiz gördüğü ya da suçladığı ortamlarda gelişemez.
Bağlam yoksa, bazı özel davranışları, aramızdaki karşılıklı dansın birer parçası olarak değil de, içimizdeki var olan sabit "özellikler" ya da "kişisel vasıflar" olarak değerlendirilmeye eğilimli oluruz.
Yoksa yalan ilk kez, ataerkil etki altındaki erkek-egemen tıp sisteminin gerçeği annemden gizlemesiyle, başına gelenleri belirsizlestirip çarpıtarak, en derin sezgilerini yadsıyarak, gerekli bilgilerden "kendi iyiliği için" onu koruyarak, dayanılmaz bir yalnızlık ortamında bırakarak mı başladı?